'Tek umudum kör olmadan önce yardım elinin uzatılması'

PAYLAŞ
TAKİP ET Google News ile Takip Et
Artı Siirt Haber - Yahya Kara

İlkokul çağında Liber Optik Atrofi hastalığına yakalanan ve görme yetisini yüzde 90 oranında kaybeden 4 çocuk babası 32 yaşındaki Ömer Erbek, maddi imkânı olmadığı için tedavi olamıyor. Gittiği yetkili mercilerde mağduriyetine çözüm bulamayan Erbek, görme yetisini tamamen kaybetmeden önce kendisine bir yardım eli uzatılmasını bekliyor. Mağduriyetiyle ilgili defalarca Siirt Valisi ile görüşmeye çalıştığını ancak vali yardımcısının kendisine engel olarak, 'Valiliğin bütçesinden sana bir TL bile yok.' dediği iddiasında bulunan Erbek, mağduriyetinin göz ardı edilmesine tepki gösterdi. Siirt Valiliğinin birkaç ay önce düzenlediği bir festivale atıfta bulunan Erbek, o festivalde 20 ton balığın, 8 ton da fındığın dağıtıldığını hatırlattı. Tedavi olamaması durumunda gözlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını ve insan hayatının bu kadar değersiz olmaması gerektiğini söyleyen Erbek, yardım edilmesi durumunda tedavisinin başarıyla sonuçlanabileceğini söyledi. "22 kişi üzerinde denenen tedavi yüzde 100 başarıyla sonuçlandı" Kayseri'de bulunan özel bir hastanede Liber Optik Atrofi hastalığına yakalanan ve 22 kişinin üzerinde denenen tedavinin yüzde 100 başarıyla sonuçlandığını belirten Erbek, 'Tek umudum kör olmadan önce bir yardım elinin uzanmasıdır.' dedi. Hastalığının küçük yaşlarda başladığını ve ilk dönemlerde bu hastalığın farkında olmadığını belirten Erbek, "İlkokulda arkadaşlarım yazıları rahat bir şekilde okurken ben, okuyamıyordum ve bunu normal karşılıyordum. Ama lise çağına geldiğimde hastalığım gittikçe ilerlemeye başladı. Gezmediğimiz hastane, gitmediğimiz doktor kalmadı ama hastalığıma herhangi bir çare bulunamadı. 2018 ve 2010 yıllarında birçok hastane gezdim ve günlerce tedavi gördüm fakat hiçbir sonuç alamadım. Daha sonraki araştırmalarımızda ise bu hastalığın tedavisinin Kayseri'de yapılabildiğini öğrendim. Hastanede yapılan tetkiklerde Liber Optik Atrofi ( gözleri besleyen sinir damarlarının kuruması) teşhisi konuldu. Bu hastalığın kök hücre kurumasından kaynaklandığı ve retina bölgesine uygulanacak bir tedavi ile görme bozukluğunun düzeltilebileceği bilgisine ulaştık." ifadelerini kullandı. "Maddi durumum el vermediği için tedavi olamıyorum" Gözlerinin şu anda yüzde 90 oranında görme özelliğini kaybettiğini ve tedavi olmaması durumunda tamamıyla kör olmakla karşı karşıya kalacağını belirten Erbek, maddi imkânsızlıklardan dolayı tedavi olamadığını kaydetti. Bir göz tedavisi için 30 bin TL, 2 göz tedavisi için ise 60 bin TL gibi bir rakam ödemesi gerektiğini söyleyen Erbek, "Fakat benim maddi durumum el vermediği için tedavimi yaptıramıyorum ve hastalığım gittikçe ilerliyor. Yaklaşık bir yıldan bu yana çalışamadığım için 2 bin TL gibi bir borcum bulunuyor. Ben tedavi olmaktan başka bir şey istemiyorum. Bu tedavi için yaklaşık 80 bin TL gibi bir para gerekiyor. Ama ben iki gözümün değil, hatta bir gözümün bile değil, sadece yarım gözümün tedavi edilmesini istiyorum. Daha önceleri bazı özel sektörlerde ve İŞKUR üzerinden engelli kontenjanından çalıştım fakat görme bozukluğum artınca ve hastalığıma kronik böbrek yetmezliği eklenince çalışamaz hale geldim." şeklinde konuştu. "Vali Yardımcısı bir daha içeri alınmamam hususunda talimat verdi" Erbek, şunları söyledi: "Yetkililerden destek bekliyorum ve bunun için Siirt Valiliğine gittim. Vali beyle ısrarla görüşmek istediğimi söylediğim halde vali yardımcısı tarafından buna izin verilmedi. Bu sebeple sadece vali yardımcısı ile görüştüm. Hastalığım ile ilgili raporlarımı kendisine gösterdim. Ama vali yardımcısı bana, 'Valiliğimiz senin hastalığını karşılayacak 1 TL dahi bir bütçeye sahip değil.' dedi. Ben dilenci değilim ve sadece hastalığımın tedavi ettirilmesini istiyordum. En azından vali yardımcısı, birkaç iş adamını, Sosyal Hizmetleri veya SGK'yı arayabilirdi. Ama vali yardımcısı ne yaptı? Ben dışarı çıkarken orada bulunan memur arkadaşlara, 'Bir daha bunu içeri almayın.' talimatını verdi. Ben bunu duyduğumda hayal kırıklığı yaşadım. Ben vali beyle görüşmek istememe rağmen beni engelledi." "İnsan sağlığının bir festival kadar değeri yok mu?" Siirt'te düzenlenen bir festivalde 20 ton balık, 8 ton fındık dağıtıldığını hatırlatan ve 'İnsan sağlığının bir festival kadar değeri yok mu, insanlık bu kadar mı öldü?' sorularını soran Erbek, şöyle konuştu: "Ben 4 çocuk babasıyım ve sadece iyileşmek istiyorum. Ben onlardan bir ev talebinde veya borcumun ödenmesini istemedim. Sadece tek isteğim sağlığıma kavuşmak. 15 senem bu hastalığın tedavisini aramakla geçti. Bu hastalığın tedavisi bulanamıyordu ama 1 buçuk seneden bu yana tedavisi yapılabiliyor. Bir tek doktorun yapabildiği bir tedavi… Tek göz tedavisi için 30 bin TL, 2 gözün tedavisi için 60 bin TL istiyorlar. Gözlerimi kaybetmek istemiyorum. Bu hastalık böbrek yetmezliğine de sebep oluyor. Sosyal Yardımlaşma Vakfına 3 ay önce bir dilekçe verdim olumlu veya olumsuz herhangi bir cevap alamadım. Muayene için Kayseri'ye gittiğimde SGK sadece 38 TL gibi bir yol masrafı hesabıma yatırdı. Ama ben o parayı çekmedim, sadece yol parası bin 30 TL gitti. SGK bana çıkardığı yolluk ise 38 TL. Gerçekten utanç verici bir durum. Bu hastalığımdan hariç şimdi de kronik börek yetmezliği başladı ve benim bir an önce tedavi olmam lazım. Hastalık oranım yüzde 90'lara ulaşmış durumda ve gözlerimi kaybetmek istemiyorum." "Köyümüzde olmuş olsaydık kimseye muhtaç olmazdık" Uzun yıllar önce köylerini bırakıp şehre yerleştiklerini ve bu sebeple hiçbir mal varlıkları kalmadığına değinen anne Rabia Erbek ise çocuklarının tedavilerini karşılayacak imkânlarının olmadığını ifade etti. Ne oğluna ne de çocuklarına bakabilecek durumda olmadıklarını dile getiren Erbek, şunları kaydetti: "Alacak başka evimiz veya arsamız olsaydı satar, oğlumun tedavisini yapardık. Ama biz, kendimize zor bakıyoruz. 4 çocuğu var ve hastalığı gittikçe artıyor. Tedavisi için de 100 bin TL istiyorlar, ama biz veremiyoruz. Kim hayrına yardımcı olursa Allah için yardım etsin. Eğer biz, köyümüzde olmuş olsaydık, kimseye muhtaç olmazdık. Arsamızı, hayvanlarımızı satar bir şekilde tedavisini yapardık. Fakat şehre geldiğimiz için hiçbir şeyimiz kalmadı. Oğlum, ne doğalgaz nede elektrik parasını verebiliyor ve bizler de mecburen faturaları yatırıyoruz. 2 yıldan bu yana çalışamıyor, eşi ve çocukları çok zor durumda. Allah için oğluma yardım edin." (Murat Orhan-İLKHA)

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN