Siirt Belediye İş Sendikası: 'Artık Yeter'

PAYLAŞ
TAKİP ET Google News ile Takip Et
Artı Siirt Haber - Yahya Kara

Belediye İş Sendikası Siirt Şubesi, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle yazılı basın açıklaması yaptı.

1 Mayıs İşçi Bayramı nedeniyle Belediye İş Sendikası Siirt Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Halit Akınay basın açıklaması yaparak, İşçi Bayramını kutladı.

Belediye İş Sendikası Siirt Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Halit Akınay yayınladığı yazılı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Bugün 1 Mayıs, işçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü. 1 Mayıs’a, çalışma koşullarının ağırlaştığı, temel tüketim mallarına gelen zamların işçilerin belini büktüğü, ücretlerin eridiği, salgına rağmen emekçilerin üretime ve hizmete aralıksız devam ettiği, halkın bir yandan pandemiyle bir yandan ekonomik krizle boğuştuğu bir ortamda giriyoruz.

Pandemi süresince toplu taşıma araçlarıyla işe gidip gelen, sokağa çıkma yasaklarında bile kapalı ortamlarda yan yana çalıştırılan emekçilerin, sıra 1 Mayıs’a, en temel ve acil sorunlarını toplu olarak ve daha güçlü şekilde dile getirecekleri güne gelince, meydanlara çıkmaları salgın gerekçesiyle yasaklanıyor.

DEĞERLİ ARKADAŞLAR, Dünya ve ülkemiz ciddi bir virüs salgınıyla zor bir dönemden geçiyor. Bu zorlu dönemde hayatları pahasına hizmet veren, bilim insanlarına, doktorlara, hemşirelere ve tüm sağlık emekçilerine, halkımızın sağlık ve huzur içinde yaşaması için çalışan bu sürecin görünmez kahramanı başta sendikamız üyeleri olmak üzere tüm emekçilere minnet borçluyuz.Korona virüs salgını, emekçilerin ne kadar vazgeçilmez olduğunu, emekçilerin üretmediği, hizmet etmediği zamanlarda hayatın sürdürülemeyeceğini bir kez daha göstermiştir.

Korona virüs salgını, kapitalist sistemin emekçi halklara emek ve doğa sömürüsünden, savaşlardan, ekonomik krizlerden, yoksulluktan ve işsizlikten başka bir şey vermediğini, özelleştirmeci, küreselci, esnek istihdama dayalı neo-liberal politikaların iflas ettiğini göstermiştir.Salgın nedeniyle, en zengininden en fakirine kadar birçok ülke, kamucu sosyal devlet uygulamalarıyla, halkına karşılıksız gelir destekleriyle, elektrik, doğalgaz ve su başta olmak üzere temel tüketim ihtiyaçlarını bedelsiz veya indirimli sağlamıştır.

Ülkemiz, iktidarın yanlış politikaları nedeniyle yurttaşlarına en az nakdi destek veren iki ülkeden biri olmuştur. Hatta salgını önlemek için alınması gereken önlemler “kaynaklar yetersiz, can pahasına da olsa üretim yapılmalı” denilerek alınmamıştır. Oysa sağlıktan, insan canından daha değerli, daha önemli ne olabilir? Üretim azalsa, siparişler gecikse ne olur? Para kayıpları giderilebilir, ama her gün giden yüzlerce, binlerce can geri getirilebilir m

İşsizlik her gün yeni rekorlar kırıyor. Adı değişen özü değişmeyen Kod 29 uygulamasıyla on binlerce emekçi tazminatsız işten atılıyor. Milyonlarca çalışan ve ailesi ücretsiz izin dayatmasıyla üç kuruş paraya yaşamaya mahkûm ediliyor. Milyonlarca emekçi, artan enflasyon nedeniyle açlık sınırında yaşam mücadelesi veriyor. Çarşı pazar alışverişi her gün bir öncekinden daha pahalı oluyor. Uzaktan çalışma gibi esnek çalışma biçimleriyle güvencesizlik yaygınlaşıyor. İktidar salgın süresince aldığı kararlarla, yaptığı yasal düzenlemelerle tercihini bir kez daha işçiden değil, sermayeden yana kullanıyor. Salgın fırsatçılığı yaparak, emekçilerin Anayasal ifade, gösteri haklarını kısıtlarken, örgütlenme ve toplu sözleşme haklarını yasaklıyor.

Artık yeter, salgının faturasını daha fazla emekçilere kesmeyin”

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN