Siirt'te Olası Depremde Bu Bölgelere Dikkat!

PAYLAŞ
TAKİP ET Google News ile Takip Et
Youtube Kanalı VİDEO
Artı Siirt Haber - Yahya Kara

Siirt Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölüm Başkanı Doç. Dr. Adnan Alkan, Elazığ’da yaşanan 6.8’lik depremin ardından Siirt’te olası depremi değerlendirdi.

Siirt’in özellikle Tınaztepe, Ulus, Sakarya, Dumlupınar, Alan Mahallesi’nin eski ve dayanıksız yapılardan oluşması nedeniyle herhangi bir depremde en çok zarar görecek yerler arasında olduğunu belirtti.

Yeni yerleşim alanlarında Kezer Yerleşkesinin ise alüvyal topraklara sahip olması nedeniyle kentte yapılan binalardan çok daha sağlam yapılması gerektiğini ifade eden Alkan, aksi halde yapıların çok kolay yıkılabileceğine dikkat çekti.

Siirt’te en son yaşanan büyük depremin 1884 yılında Pervari bölgesinde 6.1 şiddetinde meydana geldiğini anımsatan Doç. Dr. Alkan, Güneydoğu Anadolu bölgesinin kuzeyi aktif deprem bölgesi üzerinde yer aldığını kaydetti.

Artı Siirt Haber Ajansına özel açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Alkan, Siirt’in deprem riskinin yüksek olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye’nin büyük bir bölümü deprem riski bulunan bir bölgede yer alıyor. Ülkenin Kuzeyinden güneyine Batısından Doğusuna Depremselliğin yüksek olduğu bir bölge olarak geçiyor. Dolayısıyla Güneydoğu Anadolu Bölgesi de, Siirt ili de deprem riskinin yüksek olduğu coğrafyanın içerisinde yer alıyor.” dedi.

“Siirt, Deprem Riski Yüksek Bölgede”

Siirt ilindeki deprem riskini değerlendiren Doç. Dr. Alkan, şöyle konuştu:

“Siirt’teki fay hatları ve kırılabilecek fay hatları olan zonlar Kuzeydoğu Anadolu fay hattı ile Doğu Anadolu fay hattından farklı bir mekanizma ile oluşmuş durumda. Güneydoğu Anadolu bölgesindeki depremsellik daha çok Arap Yarımadasının, Avrasya plakasının altına dalmasıyla oluşan kırık sistemleri sonucu meydana gelen fay kırıkları yüzünden oluşmakta. Dolayısıyla bu Arap Yarımadası plakası ile oluşan bindirme kuşağı dediğimiz, Bitlis Zagros Kenet Kuşağı ya da Güneydoğu Anadolu Bölgesi bindirmesi dediğimiz bir sistem ile oluşan mekanizma var burada. Bu mekanizma Kuzeydoğu Anadolu fayından ve Doğu Anadolu fayından farklı bir mekanizma. Bunun sonucunda oluşmuş bir kırık sistemi var ve bu sistem İran Zagros’tan başlayan Ülkemizde Hakkari, Beytüşşebap, Pervari’den Pervari’nin güneyinden devam eden ve daha sonra Siirt’in kuzeyinden Kozluk’a oradan da Kulp, Lice ve Ergani, Adıyaman Çelikhan’a ve oradan da Kahramanmaraş’a kadar uzanan bir kırık sistemidir. Daha önce bu sistemin, bu fay hattının önemli depremler ürettiğini söyleyebiliriz. Bu depremlerde maalesef yıkıcı depremler olmuş hem can kayıpları hem de mal kayıpları meydana gelmiştir. Dolayısıyla şöyle diyebiliriz, güncel Türkiye Güncel Deprem Tehlike Haritasına da baktığımız zaman, Siirt’in bu hat üzerinde yer aldığını ve deprem riski yüksek olan bir bölgede olduğunu belirtiyoruz.”

“Siirt’in Kuzeyine Dikkat”

Siirt’in kuzeyi, Pervari’den başlayarak Tillo’nun kuzeyine kadar fay hattının geçtiği doğrultular olduğunu ifade eden Alkan, “Buraların daha yüksek risk barındırdığını söyleyebiliriz. Ama genel olarak Siirt ilinin yüksek tehlikeli deprem bölgesi içerisinde yer aldığını söyleyebiliriz. Yakın geçmişte Siirt Merkezli bir deprem yaşanmadığı için halk tarafından Siirt’in deprem risk yüksek bir bölge olarak algılanmıyor ama bunun aksine daha önce yaşanmış depremlere baktığımız da, oluşan kırık fay hatlarının enerjisine baktığımız zaman riskin yüksek olduğunu tekrar belirtmek isteriz.” dedi.

“Elazığ Depremi Siirt’i Etkilemez Ama Yine De İnceleme Şart”

Elazığ’daki depremin Siirt’i etkilemeyeceğini fakat yine de inceleme yapılmasına vurgu yapan Alkan,

“Elazığ’da meydana gelen depremin Doğu Anadolu fay hattının kırılmasıyla meydana gelmiş bir deprem var Sivrice merkezli. Oradaki kırılmalarla buradaki faylar arasında çok büyük bir bağ yok buradaki fay hatlarını tetiklemez. Elazığ’da meydana gelen kırılma burada bulunan fay mekanizmasını harekete geçirmez. Ama bunun yine de incelenmesi gerekir. Siirt’i ilgilendiren, bizim incelediğimiz tarih boyunca bu hat üzerinde oluşan kırılmalar.” diye konuştu.

“Siirt’te En Son Deprem Ne Zaman Yaşandı”

Siirt’te en son yaşanan deprem hakkında bilgi veren Alkan, şunları söyledi:

“Yakın geçmişe baktığımız zaman Siirt Merkezli en son büyük kırılma 1884 tarihinde Merkez üssü Pervari’de yaşanmış. Buradaki kırılma şiddeti 6.1 şeklinde gerçekleşmiş ve çeşitli kaynaklardan aldığımız bilgilere göre büyük bir hasar verdiği belirtiliyor. Tabi bunun dışında 20. Yüzyılda bu hat üzerinde çeşitli kırılmalar yaşanmış. Siirt’i en fazla ilgilendiren, son zamanalar da meydana gelen deprem Hakkari Merkezli bir deprem yaşanmış ve o depremin şiddeti de 7.2 şiddetinde. Bu depremde de aldığımız verilere göre 2500’ün üzerinde insanın hayatını kaybettiği ve çok sayıda hasarlı binanın oluştuğunu söyleyebiliriz. Bu hat üzerinde son büyük kırılmada 1975 yılında Lice’de gerçekleşmiş. Onunda şiddeti 6.9 ve bu depremde de 2300’ün üzerinde insan hayatını kaybetmiştir Lice depreminde. Dolaysıyla bizim üzerinde yer aldığımız ve Siirt’ten geçen bu mekanizma, Bitlis Zogros Kenet Kuşağı ya da Güneydoğu Anadolu Bölgesi bindirmesi dediğimiz bu hat üzerinde oluşan kırılmaların önemli kayıplara yol açtığını söyleyebiliriz. Bu anlamda bakıldığında hem ilimiz hem bölgemiz Güneydoğu Anadolu bölgesinin kuzeyi aktif deprem bölgesi üzerinde yer alıyor.”

“Deprem Olursa Siirt’te En Çok Hangi Bölgeler Etkilenir”

Ülkenin büyük bir bölümü risk altında olduğunu dile getiren Alkan, şöyle devam etti:

“Burada önemli olan depreme hazırlıklı olmak, özellikle yapılaşmaya çok fazla dikkat edilmesi gerekiyor. Burada zeminde önemli. Zemin yapısı önemli, zeminin gevşek dolgulu olup olmadığı, zeminin alüvyal olup olmaması ya da sağlam dolgulu malzemeden oluşması depremin oluşturduğu hasarı etkiler. Özellikle yapılar. Binalar yapılırken, şehirleşme ortaya çıkarken, şehirler kurulurken, mahalleler kurulurken ya da şehirler genişletilirken nereye doğru genişlediğine çok fazla dikkat edilmesi gerekir. Zeminin sağlam olduğu, depremin riskinin daha az olduğu daha dayanıklı daha sağlam olan zeminlere yapılaşmaların yapılması depremde ortaya çıkabilecek hasarı en aza indiren etkenlerdir. Yapılaşmanın yapılacağı zemin sağlam değilse, şehirleşmenin yönü fay hattının üzerindeyse depremde riskler artar ve hasarlar daha çok olup ölü ve yaralı sayılarını büyük orada etkiler. Bu anlamda Siirt kenti için şunu söyleyebiliriz, kentin üzerinde kurulmuş olduğu arazi bizim jips dediğimiz sağlam olmayan malzemelerden oluşuyor. Özellikle kentin batısı yani Kezer Çayına doğru olan büyük bir kısım alüvyal dolgu malzeme olduğunu söyleyebiliriz. Dolaysıyla buralarda özellikle kentin batı kesiminde Yağmur Tepe civarlarına doğru gidildikçe zeminin daha yumuşak daha esnek olduğunu söyleyebiliriz. Buradaki yapılaşmalara çok fazla dikkat edilmesi gerekiyor. Şehrin bütününde dikkat edilmesi gerekiyor ama özellikle batı kısmına doğru zeminin sert kayaçlardan oluşmadığını söyleyebiliriz. Bu yüzden daha fazla dikkat edilmesi ve denetimlerin sıklaşması gerekiyor. Eski Siirt’in kurulduğu bölge yapılarının olası bir depreme dayanabileceğini söylemek pek mümkün değil. Özellikle Tillo yolunun doğusunda bulunan Ulus Mahallesi, Conkbayır, Ülkü, Sakarya, Tınaztepe gibi mahallelerinin bir an önce kentsel dönüşümden geçmesi lazım.”

“Eğitimli Bilinçliysek Korkmamalıyız Ama Binalarımız Sağlam Değilse…”

Vatandaşlara deprem konusunda eğitim verilmesi ve bilinçlendirmesi gerektiğini belirten Alkan, “Yeterli eğitim ve bilince sahipsek bizim depremden çok fazla korkmamıza gerek yok. Yapılan ve yapılacak binalar sağlam değilse biz de deprem esnasında ne yapacağımızı bilemiyorsak maalesef bu bize olumsuz olarak geri dönüyor. Yetkililerin bu konuda vatandaşlara eğitim ve bilinçlendirme konusu üzerine durması gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN