Artı Siirt Gazetesinin Bu Haftaki Manşeti
Artı Siirt Gazetesinin bu haftaki manşetini önemli bir sosyal depremeayırdı. Her kesimden insanımızın çığlıklarına kulak verilmesini bekliyoruz.
Deprem sonrası yaşanan manzaralarda çok gördük,duyduk.
Yıkıntıların altında kalanların haykırışlarıkulakları çınlatıyor ; 'Hey... Ben yaşıyorum.
Hey… Buradayım… Beni duyan yok mu? Bumanzaralar ve bu gibi seslenişler, yüreğimizi yakar, bizleri gözyaşlarına boğarelbette. Dileriz, Allah bir dahagöstermesin.
Peki,yıllardır kesintisiz yaşanan sosyal depremlerin farkında mıyız?
Son yılların, acımasız ekonomik, sosyalve kültürel depremlerin yıkıntılarının altında kalanların feryatları farklıdeğil.
Aslında, onların da haykırışları aynı : 'Hey...Ben yaşıyorum... Buradayım... Beni duyan var mı?
Öğrenci anlatıyor ;'Öğretmenin benden haberi yok. Beni tanımıyor. Kim olduğumu, nasıl biriolduğumu, ihtiyaçlarımı bilmiyor. Sadece bana bazı bilgileri aktarıyor. Benimleilgilenmiyor. Ben yaklaşsam, uzaklaştırmaya çalışıyor. Bizi dinlemiyor veyaanlamıyor. Herkesin içinde bizi rencide ediyor. Psikolog gibi olmasıgerekirken, sıradan biri gibi davranıyor. Varlığımı anlatamıyorum. Bana,yokmuşum gibi davranıyor'
Birbaba anlatıyor ; 'Çocuklarımız, onlara anne-babalıkyapmamıza adeta izin vermiyor. Bizi kendilerine yaklaştırmıyorlar. Bize, kaba,yabancı gibi davranıyorlar. Yanımızda, zorunlu yaşıyormuş gibiler. Ne söylesek,nasıl davransak, tepki gösteriyorlar. Anlam veremiyoruz. Çaresiz birdurumdayız'
Çocuk anlatıyor ; 'Evde,sadece ders çalışmamız isteniyor. Duygularımızın olduğunu, robot olmadığımızıanlatamıyoruz. Bize eşya almakla, okula göndermekle işlerinin bittiğinisanıyorlar. Bizi anlamıyorlar. Sanki aynı dili konuşmuyoruz gibi...'
Öğretmenanlatıyor ; 'Çocuklarımız çok dağınık. Hiçbir şeye karşısorumluluk duymuyorlar. Hayatlarıyla ilgili hiçbir hedefleri yok gibi...Öğretmenlere karşı tavırları hiç iyi değil. Zaten okula, öylesine geliyorlargibi davranıyorlar. Nasihat kabul etmiyorlar'
Yukarıdakiler, sadece birkaç örnektir.
Amir – memur, çalışan – patron, karı – koca...vs. oralardaki manzaralar daha farklı sanılmasın.
İnsanlar, kalabalıkta yaşıyor, fakat yalnızlıkçekiyorlar.
Sosyal deprem her yere vurmuş.
En kötüsü, haykırışlar duyulmuyor.
Herkes, kulaklarını açmalıdır.
Yıkıntıların arasına girip, yardımisteyenlere el uzatılmalıdır.
Yıkıntıların altında bizler ya da sevdiklerimizolabilir.