Diyarbakırlı şehit annesi, gözyaşları içinde oğlunun son Anneler Günü kutlamasını anlattı
Diyarbakır'da şehit annesi Raife Yılmaz, evin bir odasına oğlunun eşyalarını yerleştirerek müzeye çevirdi. Yılmaz, 'Şehit annelerine Anneler Günü olmasın, çünkü boşluktayız' dedi.
Diyarbakır'da şehit annesi Raife Yılmaz, evin bir odasına oğlunun eşyalarını yerleştirerek müzeye çevirdi. Yılmaz, 'Şehit annelerine Anneler Günü olmasın, çünkü boşluktayız' dedi.
Ergani ilçesinde yaşayan Raife Yılmaz, 2018 yılında Adıyaman'ın merkez Kuyucak köyünde PKK'lı teröristlere yönelik düzenlenen operasyonda şehit olan oğlu uzman çavuş Mehmet Kürşat Yılmaz için evinin bir odasını oğlunun kişisel eşyalarını yerleştirerek müzeye çevirdi. Oğlunun hasretiyle yaşayan Yılmaz, gözyaşları içinde oğlunun son Anneler Günü kutlamasını anlattı.
Şehit annesi Raife Yılmaz, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine, ölümünden önce en son mayıs ayında, 'Anneler Günü'nü anam, Anneler Günün kutlu olsun' dediğini hatırlatarak oğlunun 'anam' kelimesinin ağzını doldurduğunu söyledi.
'İki bayram geldi, beni nasıl kucakladı. Etme Kürşat, kemiklerimi içine geçirdin annem dedim. Demek ki, gidecekti ki içine çekerek beni götürdü' diyen Yılmaz, 'O aklıma geldiği zaman çıldırıyorum. Hepsi aynı acıyı yaşıyorlar. Ben yalnız değilim. Evlat acısı hiçbir şeye benzemiyor. Ne anneye, ne babaya, ne de kardeşe. Evlat denilince su duruyor. Şehit annelerine ne bayram, ne de Anneler Günü olsun. Çünkü boşluktayız. Onun yokluğu tamamıyla belli' dedi.
Odanın oğlunun şehit olduktan sonra şehit müzesi yapmak istediğini ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu:
'Bizim burada sanat okulunun marangoz bölümü öğretmenleri geldiler. Ben çizdim, onlar yaptılar. Vali Hasan Basri Güzeloğlu'da gelip açılışını yaptı, beraatını getirdi. O gün paşalar geldi. Bu oda da, oğlum koyu Galatasaraylıydı. Galatasaray formaları var, fotoğrafı, beraatları, Fethi Sekin arkadaşıydı, onun fotoğrafı var. Bu bayrak, üstüne örtülen bayrak. Bu da mezarından alınan toprak. Bu da Fethi Sekin ile olan fotoğrafı. Kürşat'ın uzmanlığa gitmesini o istemiş. İkisi de şehit oldu, aralarında bir sene 5 ay var. O da Elazığlı, bizde Elazığlı, iki hemşehri bir araya geldiler. Orada inşallah bir birlerini karşılamışlardır. Yastık, en son başını koyduğu yastık. Bu da Kur-an'ı Kerimi, daima üstünde gezdirirdi. Şırnak'ta arkadaşı şehit olduğu zaman Yasin-i Şerif okudu. Kollarında can verdi.'
'Devletsiz olmaktansa yaşamamak daha iyidir'
Şehit oğlunun üstünde olan en son tişörtü saklayan Yılmaz, 'Bunu saklamamın sebebi, yıkamadım. Oğlu 3 yaşındaydı, babasının kokusunu unutmuştur. Büyüdüğü zaman kokusunu koklasın. Fazla çıkartmıyorum, kokusunu kaybetmesin. Tek bir dileğim var. Anneler, kızlarını devletçi olarak yetiştirsin. Bizim annemiz bizi öyle yetiştirdi. Dedi ki, oğlan çocuğu devletin malıdır. Bu devleti kimse kötülemesin, gidecek yerimiz yoktur. Devletsiz olmaktansa yaşamamak daha iyidir' diye konuştu.