Geç uyumak hangi hastalıkları tetikliyor?
Pandemiyle birlikte küçük büyük herkesin uyku düzeninin bozulduğunu belirten Prof. Dr. Derya Uludüz, 'Birçoğumuz için geç saatlerde yatmak artık alışkanlığa dönüştü. Oysa bu durum sağlığımız için ciddi bir tehdittir' dedi.
Düzenli ve kaliteli uyku, fiziksel ve ruhsal sağlığın olmazsa olmazıdır. Ancak uyku kalitesi kadar uykuya geçiş zamanı ile uyku süresinin de çok önemli olduğunu belirten Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz, geç uyumanın sağlığa olumsuz etkilerine şöyle dikkat çekti… GENLER DE ETKİLİ OLUYOR
Aslında gece geç yatmamızda genlerimizin de rolü var. İç saatimiz çeşitli genlerin salgıladığı proteinler tarafından çalıştırılıyor. Bazı genlerde etkilenme vücudun iç biyolojik saatini yavaşlatır ve insanların gece geç saatlere kadar uyanık kalmasına neden olur. Örneğin bilim insanları uyku bozukluğu olan kişilerde biyolojik saatte rol oynayan CRY1 geninin etkilendiğini keşfetti. Ancak yapılacak yaşam tarzı değişiklikleriyle, bu genetik eğilimler pekala kontrol altına alınabiliyor.
■ Diyabet: Uyku saatlerinizi geçirdiğinizde geç saatlerde yemek yemek, Tip 2 diyabet riskini artırır. Çünkü biyolojik saat glikozun vücutta metabolize edilme şeklini etkiler. Glikoz seviyeleri gün boyunca doğal olarak düşmeli ve gece en düşük noktaya ulaşmalıdır.
■ Obezite: Gece geç saatte yatmak, vücudun doğal hormonlarını etkiler. Biyolojik ritmi bozulmuş insanlarda tokluk hissini sağlayan leptin hormonu azalır, açlığı teşvik eden ghrelin hormon seviyeleri artar. Dolayısıyla hormonların dengesizliği kilo alımına neden olur. Araştırmalara göre geceleri uyanık olan insanlar daha sağlıksız besinler tüketir. Ayrıca günde 7 saatten daha az uyuyan insanların daha fazla kilo alma eğilimi ve obezite riskleri artar. Uykusuz geceler ayrıca sindirim sistemine de zarar verebilir, çünkü gece boyunca vücudun glikozu temizleme şekli değişir. Bu, uzun vadede diyabet veya böbrek yetmezliği gibi sağlık sorunlarına neden olur.
Zayıf bağışıklık: Uyku, bağışıklık sisteminizi etkiler. Eğer hastalanmaya başlıyorsanız ve iyi bir gece uykusu çekmiyorsanız, hastalığa veya enfeksiyonlara karşı savaşmak için yeterli savunmayı gösteremezsiniz. Özellikle grip salgınları ve soğuk algınlıklarının yaygın olduğu kış mevsiminde geceleri uyumaya dikkat edin.
Depresyon: Gece geç yatan kişilerde depresyon belirtileri daha fazladır. Depresyonlu kişilerin beyin aktivitesi uyku ve uyanıklıkta sağlıklı kişilere göre farklı görünür. Gündüzleri iç biyolojik saatimiz uykuya direnç gösterir ve daha heyecanlıdır. Geceleri ise bu dalgalanmalar yok olur ve uyku teşvik edilir. Ancak depresyonu olan kişilerde bu ritimler bozulmuştur. Akşamları yükselen melatonin işe yaramaz ve kortizol seviyeleri geceleri düşmek yerine sürekli yüksek kalır. Öyle ki, şimdilerde birçok ülkede antidepresanlar yerine sirkadiyen ritme odaklanmış depresyon tedavileri uygulanıyor. Depresyonlu kişiler, bir hafta parlak ışığa maruz kalıyor ve bir tam gün boyunca da uyanık bırakılıyor. Bu yöntemlerle iç saatin yeniden düzenlenmesi sağlanmaya çalışılıyor. Amerikan Psikiyatri Birliği, ışık tedavisinin mevsimsel olmayan depresyonu tedavi etmede antidepresanlar kadar etkili olduğunu söylüyor.
Beyinsel işlevlerde bozulma: Geç uyuyan kişilerin beyni farklı bir fizyolojik yapıya sahiptir. Alman araştırmacılar bunu bir çalışmayla ortaya koydu. Erken saatte uyananların, gece geç yatanların ve dengesiz bir uyku düzenine sahip olanların beyin görüntülemeleri incelendi. Tüm gruplar arasında gece uykusuz kalanların, beyninde sinir hücreleri arasındaki iletişimi kolaylaştıran ak madde miktarının azaldığı görüldü. Ak madde azlığı, depresyon ve normal bilişsel işlevlerin bozulmasıyla ilişkilidir. Sınavlar için sabahlarken ya da fazla mesai yaparken başarılı sonuçlar alacağınızı düşünebilirsiniz. Ama gece uykusuzluğu, veriminizi oldukça düşürür, öğrenme ve hafıza işlevlerinizi azaltır.
Şehirlerimiz, vücudumuzun karanlık çökünce salgıladığı uyku hormonu melatonini aksatacak milyonlarca yapay ışıkla aydınlatılıyor. İşi eve taşıyor, saatlerce uykusuz kalarak vücudumuza sürekli stres hormonu kortizol yüklüyoruz. Geç saatlere kadar akıllı telefonu elimizden düşürmüyor ya da bilgisayar başından ayrılmıyoruz. İşte bu nedenler vücudumuzun sağlıklı kalmak için alışageldiği düzenini değiştiriyor. Dolayısıyla ciddi hastalıklarla karşı karşıya kalabiliyoruz.
Protein düzeyleri bozuluyor
Aslında biyolojik saatimize göre meslek edinmek en ideal yoldur. Ama mecburen zaman zaman çoğumuz gece vardiyası yapıyoruz. Colorado Boulder Üniversitesi'ndeki bilim insanları, protein seviyelerinin, kişinin ne zaman uyuduğu ve ne zaman yediğine bağlı olarak 24 saatlik bir süre içinde nasıl değiştiğini araştırdı. Araştırmaya göre bütün gece ayakta kalmak kandaki 100'den fazla proteini etkileyebiliyor. Bu proteinlerden sadece birinin değişimi bile, metabolizmayı, bağışıklık sistemini, kan şekerini ve kanser riskini etkilediği bilinen protein düzeylerini bozabiliyor. Glukagon adlı protein, uykusuzluk yaşayanlarda veya gece boyunca uyumayanlarda yüksek seviyelerdedir. Bu, şekerin karaciğer yoluyla kana salınmasını tetikleyen bir proteindir. Bu proteinin yükselmesi diyabet riskini artırır. Uykusuzluk fibroblast büyüme faktörü 2 dediğimiz bir proteinde yüzde 20 azalmaya neden oluyor, bu protein enerji harcanmasını ve kalori yakımını kontrol ediyor. Bu protein düzeylerindeki azalma, sirkadiyen ritmi bozulan kişilerin toplam kalori yakma kabiliyetlerini yaklaşık yüzde 10 azaltıyor ve kilo alımı başlıyor.