HDP EŞ GENEL BAŞKANI TEMELLİ SİİRT'TEN MEYDAN OKUDU

Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanı Sezai Temelli Partisinin 3. Olağan Kongresine katılmak için Siirt'te geldi. https://www.youtube.com/watch?v=gZrXPAfDbPU&feature=youtu.be

Kongrede konuşan Temelli erken seçim çağrısında bulundu.

Temelli, yoksulluğa ve adaletsizliğe karşı sürekli mücadele edeceklerini belirtti.

''Hodri Meydan Deme Zamanıdır, Şimdi Erken Seçim Zamanıdır.''

Erken seçim için çağrı yapan Temelli, sözlerine şu şekilde devam etti:
''Haklarımıza, halklarımıza sahip çıkmak zorundayız. Yoksulluğa karşı mücadele edeceğiz. Adaletsizliğe karşı mücadele edeceğiz. Bunuda siyasetle yapacağız. O yüzden ki herkes siyasete diyoruz. Şimdi siyaset zamanıdır diyoruz. Herkesi örgütlenmeye davet ediyoruz. Güçlü örgütlülüğümüzle meclislerimizi var edeceğiz. Meclislere herkesi çağıracağız. Hangi inançtan olursa olsun, hangi düşünceden olursa olsun bu büyük değişime, dönüşüme sende el ver diyeceğiz. Omuz ver diyeceğiz. Bu Ülkeyi demokratikleştireceğiz. Orta Doğuyu özgürleştireceğiz. Bu ceberut iktidarlardan, otoriter rejimden, emperyalist güçlerden, orta doğu halklarını kana boğan zulm içinde inleten güçlerden hep beraber kurtaracağız. bunu başarabiliriz. bu gücümüz var, şimdi bu gücümüzü ayağı kaldırma zamanıdır. Ben inanıyorum ki önümüzde ki kongre sürecimizde, büyük kongremizde Halkların Demokratik Partisi tüm bu iddialarını tüm bu kararlılığını iktidara taşıyacaktır. Bir toplumsal mutabakat yaratacaktır. Bir fiili ittifak süreci ile kadınları, emekçileri bu ülkenin halklarını yan yana getirecektir. Demokratik bir anayasa yapmak için, bir demokratik çözümü var etmek için, siyasi çözüm için hep beraber bu yolu katedeceğiz. O yüzden bir kez daha buradan sesleniyorum şimdi hodri meydan deme zamanıdır, şimdi erken seçim zamanıdır.''

Temelli konuşmasının devamında şunlara değindi:

'Örgütlenerek bu kez kayyımlarla birlikte iktidarı da süpürüp atacağız

'Bugüne kadar emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Bu zor dönemde bu onurlu görevi başarıyla yerine getirdiler ve Siirt'te önemli bir başarıya hep birlikte imza attılar. İnanıyorum ki bugünden sonra görev alacak arkadaşlarım da bu başarıyı daha ileriye taşıyacak, bu mücadeleyi daha ileriye taşıyacak. Ama unutmayın bizim kongrelerimiz bir görev teslim töreni değildir, bir görev değişikliği töreni değildir. Tam tersine geçmiş ile bugünü buluşturan, geleceğe kararlı yürüyüşü sürdüren kongrelerdir. İnanıyorum ki Siirt'te de böyle olacaktır. Geçmiş yönetimle bugün seçeceğimiz yönetim omuz omuza verecek faşizme karşı mücadeleyi yükseltecektir. Ne demiştik; kayyımları süpürüp atacağız, işte örgütlenerek bu kez sadece kayyımları değil bu iktidarı da süpürüp atacağız. '

'Düşmanlık hukuku nedeniyle 10 bin yoldaşımız cezaevinde'

'Çünkü biliyoruz ki bu iktidarla gidecek yol kalmamıştır. Bu iktidar bir zulüm iktidarıdır. Bu iktidar bir yıkım iktidarıdır. Bu iktidarın aşımızda, işimizde, çocuklarımızda, geleceğimizde gözü vardır. Doymak bilmez bir iştaha sahipler. Öyle bir iştah ki yiyorlar yiyorlar doymuyorlar. Tüm haklarımızın üzerine çöreklenmişler, hala gözü bizim lokmamızda, işimizde. Çok büyük bir adaletsizlik var, her yerde adaletsizlik var. Her yerde hukuksuzluk var. Bugün burada bu salonda Tuncer (Bakırhan) Başkan ile birlikte olmak bizi ziyadesiyle memnun etti. Bu bizim için büyük bir mutluluk ama daha binlerce yoldaşımız arkadaşımız, eşbaşkanlarımız, milletvekillerimiz, belediye eşbaşkanlarımız ve binlerce yoldaşımız cezaevinde tutsak. Binlerce HDP'li cezaevinde tutsak. Bir suçları olduğu için değil, bu zulüm iktidarının kendi bekası için yaratmış olduğu düşmanlık sonucu cezaevindeler. Bu bir düşmanlık hukukudur. Bu bir düşmanlıktır. Kürt'e, HDP'ye düşmanlıktır; bu ülkede hakkını arayan herkese düşmanlıktır, kadına, emekçiye düşmanlıktır.'

'Tükenmiş bir iktidardan bahsediyorum. Gidecek yolu kalmamış bir iktidardan, çürümüş bir zihniyetten bahsediyorum. O zaman bu iktidarı taşımak zorunda mıyız? Hayır, o zaman bu iktidarı yıkacağız.'

'Türkiye'deki adaleti anlamak istiyorsanız cezaevlerine bakın'

'Adaletsizlik her yerde, bir ülkede adaletin ne düzeyde olduğunu görmek istiyorsanız cezaevlerine bakın. Bugün cezaevlerinde işkence var, hak ihlalleri var. İnsanlar hakları sadece cezaevinde değil, Türkiye'nin her yerinde yok sayılıyor. Hak ihlalleri her yerde. Ama bunun en dramatik hali cezaevlerinde. Cezaevlerindeki durum zaten Türkiye'deki adaleti de yargı sistemini de açıklıyor. Yargı diye bir şey yok. Yargı talimatla çalışıyor, tarafsızlık bağımsızlık adına hiçbir şey kalmamış. O denli büyük adaletsizlikler var ki, bugün cezaevlerinde binlerce insan suçsuz yere eza çekiyor. Bunun en büyük nedeni bu sistemdir, çünkü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen bu otoriter sistem yargıya, adalete, yargının tarafsızlığına, bağımsızlığına, kuvvetler ayrılığına, hukuk devletine, anayasal devlete ve insan haklarına tahammül edemez. Çünkü eğer bu ülke hukuk devleti olsaydı, böyle bir iktidar olmazdı. Çünkü bu ülkede bir anayasal düzen olsaydı, Anayasa sabahtan akşama ihlal edilmezdi. Eğer bu ülkede insan hakları korunabilseydi, cezaevleri bu halde olmazdı.Tüm bunlara rağmen iktidar bunları yok sayarak ayakta durmaya çalışıyor. Ama yolun sonuna geldiler; adalet mücadelesi her yerde yükseliyor. Herkes adaleti aramaya başladı. Çünkü herkesin gırtlağına çökmüş ceberut bir devlettir bu devlet. Herkese zalimlikten, zulümden başka bir şey vermeyen bir devlettir. Bir tek adam rejimidir, otoriter rejimdir.'

'Bizim örgütlü mücadelemiz Türkiye'nin demokrasi ve barış meselesinin çözümü için önemlidir'

'Bir yandan tecrit sistemi, bir yandan kayyım rejimi, diğer yandan savaş politikaları… Bu ülkenin içinde bulunduğu durumu bütün çıplaklığı ile bize gösteriyor. Bu iktidarı yıkmak hukuk, adalet, özgürlük mücadelesidir. Tecride ve savaşa karşı çıkmaktır. Onurlu bir barış mücadelesidir, demokratik cumhuriyet mücadelesidir. Bu kararlılıkla örgütleniyoruz; örgütlenmek sadece kendimizi örgütlemek değil, örgütlenmekten anladığımız toplumu örgütlemektir. Meclislerimizi var etmektir. Bu meclislerimizi tam da toplumun geleceği, halkların kendi iradesi çerçevesinde var etmektir. Söz, yetki, karar bu meclislerde olduğu sürece bu iktidara mahkum kalmayız. Bunu var edebiliriz o yüzden kongrelerimiz, örgütlülüğümüz önemlidir. Çünkü bizim örgütlü mücadelemiz Türkiye'nin demokrasi ve barış meselesini çözmesi açısından önemlidir. '

'Demokratik bir Orta Doğu için adım atmak zorundayız'

'Sadece Türkiye'nin değil Orta Doğu'nun da hatta Avrupa'nın da. Bugün dönüp yaşlı Avrupa'ya baktığınızda aşırı sağla uğraşıyorlar, bugün dönüp yaşlı Avrupa'ya baktığımızda otoriter rejimlerle boğuşuyor, bugün dönüp Orta Doğu'ya baktığımızda savaşla boğuşuyor. Tüm bunlarda Türkiye'nin atacağı adımlar önemlidir. Orta Doğu'da halkların iradesine sahip çıkacak demokratik bir Orta Doğu var edecek adımları biz de atmak zorundayız. Diğer tarafta bugün Avrupa'da binlerce sürgün mülteci yaşıyor. Sorunlar Avrupa'dan Orta Doğu'ya köprü kurmuştur. İşte bu sorunların çözümü için olduğumuz her yerde mücadelemizi yükseltmeliyiz. Çünkü bizim atacağımız adımlar bu büyük mücadele için önemlidir. O küçük adımların başaracağı şeyler bizim hayalimiz, umudumuzdur. O yüzden olduğumuz her yerde Siirt'te, Batman'da, Van'da, Amed'de neredeysek o adımları mutlaka atalım. Göreceksiniz bu irade yürüdüğü zaman demokrasinin, barışın yolu açılır. Bu iradeye tecrit vurulamaz, arkadaşlarımızın özgürlüğü için, gurbette olanların yerine yurduna dönmesi için, hepsinden önemlisi yitirdiklerimizin anısı için şimdi daha güçlü ve kararlı bir mücadele diyoruz.'

'Herkes terörist de yahu bu soğan ve patatesten ne istiyorsun?'

'Çiftçi kalkıyor soğan patates ekiyor diyor ki ihraç edemezsiniz. Hadi herkes terörist, yahu bu patatesten soğandan ne istiyorsun? Sabah akşam soğan patates. Şimdi çiftçiye diyor ki soğan patatesi ihraç etme, ihraç edersen para kazanırsın, ihraç etme ki soğan patatesin ucuza gitsin. Zihniyet bu. Çiftçiyi koruyan kollayan değil herşeyi terörize eden bütün kaynakları sömüren bir zihniyet. Esnaf perişan, sadece 2019 yılında 114 bin esnaf kepenk kapatmış. Resmi rakam bu. İktidarda oldukları sürece her yıl 100 bin esnaf iflas etti, kepenk kapattı. '

'Evlenin diyor, bunca yoksulluk işsizlik varken gençler nasıl evlensin'

'Bunca mağduriyet, işsizlik, yoksulluk varken Cumhurbaşkanı çıkmış diyor ki evlenin. Bekar kalmayın, yaşınız geçmesin evde kalırsınız. İnsanlarla alay ediyor. Nasıl evlenecek gençler? Esnaf çocuğunu nasıl evlendirecek? Kepenk kapatmış yoksulluk içinde olan esnaf, çiftçi çocuğunu nasıl evlendirecek? Ziraat Bankasına borç mu ödeyecek çocuğunu mu evlendirecek? İşsizlik 13.4'e çıkmış, genç işsizliği yüzde 30'lara dayanmış. Üniversite mezunu her 3 kişiden biri işsizlik, o diyor ki evlenin. Neyle evlenecek? Gençler, bırakın evlenmeyi gelecekleri konusunda inanılmaz kaygılı, gelecek için hiçbir umutları kalmamış. Eskiden aileler çocukları üniversite kazandığı zaman mutlu olurdu. Çocuğum okuyacak, meslek sahibi olacak, kendisini kurtaracak diye. Şimdi aileler için için dua ediyor ki çocuğu üniversiteyi kazanmasın. Durum bu kadar vahim çünkü üniversite okumak çok maliyetli artık. Bu ülkede üniversite öğrencilerine cephe almış rektörler var. Üniversite öğrencisinin yemeğine karışan, onu o yemekten mahrum bırakmaya çalışan rektörler var. Tüccar bunlar tüccar. Yemek maliyetleri ile ilgili öğrenciye yaklaşımları budur. Öğrenciler bununla baş edince de döndü yemekhanedeki işçileri işinden etti. '

'Gerçek yargı reformunu biz yapacağız: TMK kalkacak, CMK demokratikleştirilecek'

'Emekçiye, kadına zulüm. Bakın bir yargı reformu geçirdiler Meclis'ten, hiç kimseye bir hayrı dokunmadı. Neden bu reform yapıldı kimse anlamadı. Reform oldu mu olmadı mı farkına varamadık. Anladık ki avukatların bir kısmına yeşil pasaport vermek için yargı reformu yapmışlar. Şimdi yeni bir yargı reformu üzerinde çalışıyorlarmış. Ne yargı reformu diye baktığınızda çocuk istismarcılarını affetmek için çalışıyorlar. Ahlak bunlarda suküt etmiş kalmamış. Çocuk istismarcılarına af, çocuk evliliklerinin yolunu açacak düzenlemelere af var ama bu ülkede masumlara, suçsuzlara af yok. Yargı reformu bunların yaptığı gibi olmaz. Bu ülkede halklarımıza söz veriyoruz: Bizler iktidara geldiğimizde hukuk ve adalet devletini var etmek için bir yargı reformu yapacağız. O yargı reformu herşeyden önce TMK'yı kaldıracak. İkincisi CMK'deki bütün anti-demokratik maddeleri temizleyeceğiz. Eşit yurttaşlık haklarına saygı gösteren, toplumsal hukuk ve barışa saygı gösteren bir CMK'ya sahip olacağız. Yoksa Cumhurbaşkanının iki dudağı arasında, yargıya verilen talimatla bir ülkeye adalet gelmez.'

'Kadına yönelik şiddet üzerinden şov yapıyor'

'Kadına yönelik şiddet 17 yıl boyunca yükselmiş, geçen gün bir dava üzerinden kadına yönelik şiddeti kınıyor. Senin döneminde kadına yönelik şiddet arttı, senin döneminde kadın cinayetleri arttı. Neden önlem almadın, neden gerekli yasaları çıkarmadın? 17 yıldır iktidardasın şimdi mi aklın başına geldi? Gelmedi, sadece şov yapıyorlar. Eğer gelmiş olsaydı ilgili yasaları çoktan çıkarırlardı. Geçen sene 440 kadını yitirmezdik. Bu anlayış kadına, Kürt'e düşmandır, emekçiye düşmandır. Çünkü bu anlayış vicdanını, aklını yitirmiştir. İktidarda kalma pahasına zulmü olağan hale gelmiştir.'

'Herkesi siyasete çağırıyoruz, el ele omuz omuza vermeye çağırıyoruz'

'Bu zenginliği biz üretiyoruz, o zaman biz yöneteceğiz. O zaman hakça adaletçe bu zenginliği paylaşacağız. Yoksul kalmayacak, yoksulluğa karşı mücadele edeceğiz. Adaletsizliğe karşı mücadele edeceğiz. Bunu da siyasetle yapacağız. O yüzden herkesi siyasete çağırıyoruz, şimdi siyaset zamanıdır diyoruz, o yüzden herkesi örgütlenmeye davet ediyoruz. Güçlü örgütlülüğümüzle meclislerimizi var edeceğiz. O meclislere herkesi çağıracağız. 'Hangi inançtan, düşünceden olursa olsun bu büyük değişim ve dönüşüme sen de el ver, omuz ver' diyeceğiz. Bu ülkeyi, Orta Doğu'yu demokratikleştireceğiz. Bu ceberut iktidarlardan, otoriter rejimlerden, emperyalist güçlerden, halkları kana bulayanlardan kurtaracağız. Bunu başarabiliriz. Bu gücümüz var, şimdi ayağa kalkma zamanıdır.'

Konuşmaların ardından yapılan kongrede HDP İl Eş Başkanlığına Belkıza Beştaş Epözdemir ve Yusuf Batur getirildi.

Kongreye, Siirt Milletvekilleri Meral Danış Beştaş, Sıddık Taş, Siirt Belediye Eş Başkanları Berivan Helen Işık, Peyman Dara Turhan, eski Siirt Belediye Başkanı Tuncer Bakırhan ve partililer katıldı.

Bakmadan Geçme