Kimlik kartlarında yeni dönem! Bakan Soylu 'Yüzde 80'ini bitirdik' sözleriyle duyurdu
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kimlik kartlarıyla ilgili yeni bir uygulama üzerinde çalıştıklarını belirtti. Bakan Soylu kimlik kartlarının kredi kartı gibi kullanılabileceğini ifade ederek, 'İşin yüzde 80'ini bitirdik. Bu da yeni bir şey. Yani kimlik kartlarımız var. Kredi kartı kullanılabilecek bir işlemi şu anda yürütüyoruz. Maliye Bakanımız da 'Ben bu işe varım' dedi. Dünyada bunu kullanan ülkeler var, bizim elimizde de bir imkan var' dedi.
Van Emniyet Müdürlüğü Konferans Salonu'nda düzenlenen 'Nüfus Personeli Eğitim Programı'nda konuşan Bakan Soylu, nüfusta önemli bir mesafe aldıklarını belirterek, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tensipleri oldu ve Türkiye hakikaten MERNİS dediğimiz, şu anda gelişmiş ülkelerin bile birçoğunun altyapısı olmayan bir büyük projeyi faaliyete geçirdi. Aynı zamanda yönetti, eksikliklerini giderdi ve bütün kurumlarla entegrasyonunu sağladı. Bu olağanüstü bir şeydir. Esas itibariyle bugün e-devlet sistemimizin en önemli alt yapısını oluşturdu" dedi. "HER MESLEĞİN KENDİNE AİT BİR SADAKATİ SÖZ KONUSUDUR"
Çalışmalarından dolayı nüfus idaresi çalışanlarına da şükranlarını sunan Bakan Soylu, şöyle devam etti; "Her mesleğin kendine ait, kendi kurumuna ait bir sadakati söz konusudur. Ama nüfus çalışanlarımız hem kurum sadakatlerini hem vatandaşlarla olan diyaloglarını hem de en önemlisi olan şu, her geçen gün adım attıkları gelişmelerin ne olduğunu iyi bir şekilde hazmederek ve hem vatandaşa hizmette yüz akı ile beraber adım atarak hem de geçmişle kıyas ederek önemli bir gayret ortaya koydular. Biz sadece birtakım adımları yenilemek, aslında birçok eğitim anlayışıyla nüfus çalışanlarımızdan çağın bütün gereklerine ayak uydurdular. Sizlerin huzurunda her birine ayrı ayrı teşekkür etmek istiyor."
Pasaport, ehliyet ve kimlik kartlarının nüfus idareleri tarafından tek elden verilmesi sürecine de değinen Bakan Soylu, "Geldiğimizde, kimlik kartı sadece Düzce ve bir kısmı da Kırıkkale'de veriliyordu. Biraz benim acemiliğime denk geldi. Üçünü nüfus idaresinde vermeye başladık. Bir de 81 vilayette kimliklerin de aynı anda verilmesinin onayını başlattık. Günde belli bir miktarda yaptığımız işlem, öyle bir noktaya geldi ki hem bir yenileme ve değişim ortaya koyuyorsunuz hem de hacmi atıyorsunuz. Pasaport ortalama günde 10 bin, yaklaşık 6-7 bindi şimdi 14-15 civarında ehliyette, yaklaşık gününe göre 50 ile 60 ve zaman zaman 120 bine çıktığı da var kimlik veriliyor. Bugünkü aklım olsaydı yapmazdım. Dedik ki pazartesi günü üçünü bir arada vermeye başlayacağız. Ya mübarek seni birisi mi kovalıyor de ki pazartesi günü 81 vilayete çıkartıyorum. 15 gün sonra ehliyete başlıyorum. Diğer 15 gün sonra pasaporta başlıyorum. Heyecanla birlikte arkadaşlarımızda yüklendiler. O günkü genel müdürümüz, hep beraber bu işe girdik. Bir hafta boyunca uyumadık. Ufak tefek arızalar oldu, ama belki dünyada olmayacak bir değişimi bir sistemi bir taraftan aldık bir tarafa geçirmiş olduk. Onu sağlayınca dedik ki bu nüfus idarelerine yılda ortalama 25 milyon insan girer. Bu az bir rakam değil. Bir devletin eğer vatandaş memnuniyetine ait bir sorumluğu söz konusu ise en önemli şekilde düzeltilmesi gereken yerlerden bir tanesi nüfus idareleridir. Bankaya gidiyorsun, bir düğmeye basıyorsun sana numara veriyor oturup bekliyorsun. Millet nüfus idarelerinde sırada bekliyor. İlk önce nüfus idarelerinin konseptlerini değiştirdik. Ardından yazılımlarını çok iyi bir noktaya getirdik. "DÜNYADA 6 ÜLKEDE BİYOMETRİK VERİ SİSTEMİ VAR, BİZDE YOK"
Bir randevu sistemi vardı, çok sıkıntılı çok sıkıntılıydı. O randevu sistemini çok iyi bir noktaya taşıdık. Türkiye'de ilk kez hem bilgisayarı hem telefon üzerinden randevu alınabilecek devlet kurumu haline getirdik. Böylece Alo 199 dediğimiz randevu sistemindeki yoğunluk azalttık. Netice itibarıyla burada nüfus konseptlerimizle beraber vatandaşlarımızın aynen modern bankalar gibi hizmet alabileceği bir mekan haline getirdik. Turuncu bir renk koyduk. Hakikaten insanımızın içine girdiği zaman içinin ferahlayabileceği bir renk. Elbette atmamız gereken adımlar vardı. En önemlisi şu, günün birinde geldik vatandaşlarımız parmak izi veriyor. Her vatandaşımızdan parmak izi almak zorunda değiliz dedik. Pasaporta parmak izi verdi, ehliyete parmak izi verdi, acaba bunlardan istifade edebilir miyiz? Dünyada 6 ülkede biyometrik veri sistemi var. Bizde yok. Emniyetteki parmak izi ile buradaki parmak izini birbirleri ile entegre edebilecek bir anlayış olmaz mı? Gidip ilgili şirkete ediyorlar ki bunu yapalım. Şirket 'yapmam' diyor. 'Ben size elde ettiğim parmak izini vermem.' Bana bazen kızıyorlar ama bazı üsluplarım var. Üslubunla bu işi çözdüm. Ama bir daha Müslüman sokulduğu yerden bir daha sokulur mu? Arkadaşları çağırdım, biz yeni bir yazılım yapıp dünyadaki 6. ülkeyi 7. ülke çıkaralım ve bir biyometrik veri yazılımı ortaya koyalım. "EKDS DEDİĞİMİZ ELEKTRONİK KİMLİK DOĞRULAMA SİSTEMİNİ KURDUK"
Polis Sandığı ile Havelsan'ı bir araya getirdik, bir şirket kurduk. Hakikaten Polis Sandığı buraya 50 milyon liralık bir sermaye aktardı. Havelsan yazılım gücünü ve desteğini arttırdı. Buradan dünyada kendi yazılımını yapan ve bundan sonra da bir ihracat kalemi olarak değerlendirebileceğimiz şimdi göç idaresinin kullandığı, aynı zamanda jandarmanın, emniyetin, nüfusun hepsinin kullandığı bir sistemi oluşturmuş olduk. Yetmedi dedik ki Türkiye'de dolandırıcılıklar var. Güvenlik olarak da bizim işimiz. Bir elektronik kimlik doğrulama sistemi yapmamız lazım. Vatandaşın tapuya gitmesi lazım, bizim kimliğimiz var. Kimliğini veriyor, dolandırıcılık oluyor. Netice itibarıyla bunun çok büyük maliyetleri söz konusu oluyor. Notere gidiyor dolandırıcılık oluyor, bankaya gidiyor dolandırıcılık oluyor. Bir EKDS dediğimiz elektronik kimlik doğrulama sistemini kurduk. Bunu da yine aynı sistemle beraber yaptık. Ket cihazları dediğimiz aynen pos cihazlarına benzer cihazlarla birlikte şimdi birkaç yerde başladık. Bir kısmı pilot olarak Noterde, bir kısmı bankada duruyor. İki ay içerisinde bunlar geçecekler. Vatandaş bundan sonra geldiğinde kredi kartı gibi pos cihazıyla kimlik kartını çektiğinde; o işlemi onun yaptığı belli olacak ve bir daha dolandırıcılık olmayacak bir sitemi de buradan başlattık." "3 MİLYONUN ÜZERİNDE EHLİYET KİMLİĞE YÜKLENDİ"
Kimlik kartı ile ehliyetin birleştirilmesine de değinen Bakan Soylu, "Bizim arkadaşlarımız yazılım konusunda çok üstünler. İnanıyoruz ve güveniyoruz. Şunu ifade edeyim, burada yüklemeye geçtik ve 3 milyonun üzerinde ehliyet kimliğe yüklendi. Yetmedi e-imza ile ilgili bir adım atalım. Çünkü bu çok önemli. Elektronik sistem hayatın içerisine tamamen girmesini temin ederek, buna da olmaz dediler. Orda da işi oldu bittiye getirdik. Netice itibarıyla bir tarih verdik, Allah'a hamdolsun e-imzayı şu anda kimliğimize yükleyebilme kabiliyetini ortaya koyduk" diye konuştu. Bakan Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Acaba kimliklerimize bir ödeme sistemi yükleyebilir miyiz? İşin yüzde 80'ini bitirdik. Bu da yeni bir şey. Yani kimlik kartlarımız var. Kredi kartı kullanılabilecek bir işlemi şu anda yürütüyoruz. Maliye Bakanımız da 'ben bu işe varım' dedi. Dünyada bunu kullanan ülkeler var. Çünkü bizim elimizde bir imkan var. Elimizdeki imkan şu, MERNİS ve nüfus verilerimiz doğruluğunu teyit edebilecek anlayışla beraber eşleştirme yapabilecek kabiliyet sahip. Bunu da sağlayabilir ve inanıyorum ki bu da bir vesile ile oluşabilecek."