Malatya'da enkazda inceleme yapan Siirt Üniversitesi ekibi: Betonda ahşap ve kil vardı

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Siirt Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Öğretim Üyesi Dr. Mahmut Durmaz, Dr. Öğr. Üyesi Murat Doğruyol, Dr. Öğr. Üyesi Veysel Yavuz, Dr. Öğr. Üyesi M. Bahadır Tosunlar (mim böl. Bşk ) Öğr. Gör. Ersin Ayhan., Ar. Gör. Abdulillah Yılmaz ve yardımcı görevli M. Emre Durmaz ve öğretim üyelerinden oluşan ekip, yıkım sebeplerini araştırmak için Malatya'ya gitti. Bölgede 5 günde yıkılan 40 binayı incelediklerini söyleyen Durmaz, 'Betonun içinde yabancı maddeler de vardı, ahşap ve kil gibi' dedi.

Youtube Kanalı
Abone Ol

Siirt Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Mahmut Durmaz, binalarda kullanılan betonlarda ahşap ve tezek gördük ayrıca bitişik nizam binalarda da çarpma etkisiyle toptan çökmeyi gördük." dedi.


Kahramanmaraş merkezli depremlerde, Adıyaman'da yıkılan binalarda inceleme yapan Siirt Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Mahmut Durmaz, yıkım sebeplerinin uygun kalitede beton dökmemek, projesine uygun demir donatlarını yerine bağlamamak, bitişik nizam ve kontrolsüzlükten kaynaklandığını söyledi.

Siirt Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Mahmut Durmaz, yıkım sebeplerini araştırmak için deprem bölgesi olan Malatya'ya gitti.

Deprem bölgesinde 5 gün boyunca yıkılan 40 binada inceleme yapan, Mahmut Durmaz ve Siirt Üniversitesi ekipler, yıkılan binaların sebeplerini sıraladı. “Betonun içinde ahşap ve tezek gibi yabancı maddeler vardı”

Mahmut Durmaz yaptıkları incelemeler sonucunda betonun içinde ahşap ve tezek gibi yabancı maddelerin olduğunu söyledi.
“Biz 5 gün içerisinde yıkılan 40 binada inceleme yaptık. Üniversiteden topladığımız ekipmanlarla birlikte, orada incelemelerde bulunduk.” Diyen Durmaz, “Bu inceleme neticesinde, girebildiğimiz de gördüklerimiz belli başlı problemler vardı. 1995 yılındaki ilk deprem yönetmenliğe göre uygun olarak yapılmış ancak burada da öncelikle betonarme genellikle uygun gradasyon, uygun beton yapılırken granürmetik özenti gözetilmemiş. Yani çok büyük çakıl taşları vardı. Uygun dane dağılımının olması lazım betonun içinde ama oda yoktu. Dengelenmeye de çalışılmamış çok büyük çakıl taşları vardı 6 santimetreden büyük, olması gereken 3 santimetre 33 Milimetreden fazla olmaması gerekirdi. Bunun haricinde betonun içinde yabancı maddelerde vardı ahşap ve tezek gibi.” Dedi.

İnsanlar ucuz diye dayanımı daha düşük düz demir Nervürsüz demir kullanıyordu, açıklamasında bulunan Durmaz, “O dönemde Nervürlü demir kullanılmıyordu, şimdi zorunla ama o zaman zorunlu olmadığından insanlar ucuz diye dayanımı daha düşük düz demir Nervürsüz demir kullanıyordu. Bu da yeterli adenans sağlayamadığından zaten beton kalitesi minimum değerlerde veya altından olduğundan iyi tutunamadığından demir betondan sıyrılarak çıkmış bizler bunu canlı olarak gözlemledik ve te4spit ettik. Bağlantılar iyi değildi, telle bağlanması çok ince bağlantılar vardı onların daha iyi olması gerekirdi.“ şeklinde konuştu.

“Bunun haricinde çeşitli tasarım hataları vardı, statik sistemlerde bunu da gördük.”

Yorumunda bulunan Durmaz konuşmasında, “Güçlü kiriş zayıf kolan, güçlü kiriş olunca kolanlar mafsalaşmış, taşıyamamış kırılmış. Kolan deprem esnasından yanal yükleri karşılayamamış, kolun kiriş birleşme noktalarında kırılmalar olmuş. Etril sıklaştırılması bu mafsallaşma dediğimiz kolon, kiriş birleşmelerinde oluşan mafsallaşma dediğimiz olay birleştirme noktalarında etril sıklaştırılmasının olması gerekir. Yani normalde o dönemin yönetmenliğine göre 30 santimetre olması gerekirken biz ölçtüğümüzde bu mesafenin 35 santimetre olduğunu gördük. Günümüzde 20 santimetre civarında olması lazım ama bunların hiçbirini göremedik. Kolon, kiriş birleşme noktalarındaki sıklaştırmalara boğaz etriyelleri konulmamıştı. Yani genel olarak şöyle diyebiliriz, Etriyellerde kancalar yok, 90 derece bükülmüş, yani etriyeller 90 derece yerine 135 olması gerekiyor.” İfadelerini kullandı.

Yan yana bitişik binalarda çekiçleme etkisini gördük, diye konuşan Durmaz devamında şu ifadeleri kullandı:

“Bitişik nizam tehlikeli bir yapılaşma şekli. Yan yana bitişik binalarda çekiçleme etkisini gördük, bu önceki depremlerde de hep görülmüştür. Bitişik nizamlarda döşemenin kotları bir birinden farklı ise binalar bir birine salınım yapıyorlar bir birine vuruyorlar. O bölgede çarpma etkisiyle kırılıyor ve binanın toptan göçmesine sebep olabiliyor.

İşte binaların yıkılmasının sebepleri, yapılan hesaplar sonucunda uygun betonu yapmamak, yerine uygun kalitede uygun beton dökmemek, projesine uygun demir donatları kalıplarda yerine bağlamamak bu tür işçilik hatalarından, kontrolsüzlükten kaynaklanıyor. Bunlar kontrol edilmiş olsaydı yerine yönetmenliklere uygun şekilde yapılmış olsaydı bu binalar belki de yıkılmayacaktı, yıkılsa bile az hasarla ya da ağır hasar alsa da insanların ölümüne sebep olmadan hasarlı bir şekilde insanların bir şekilde çıkmasına izin vereceklerdi.”

Bakmadan Geçme