Covid-19 vakaları dünyada ve Türkiye'de yeniden artıyor: Salgın nereye gidiyor?
Covid-19 pandemisinde yaklaşık iki buçuk yıl geride kalırken, vaka sayıları son haftalarda hem dünyanın farklı noktalarında hem de Türkiye'de artışa geçti.
Birçok ülkede bu yükseliş, Omicron varyantının BA.4 ve BA.5 adlı alt varyantlarının yayılması sonucu gerçekleşiyor.
Küresel çapta uzmanlar, pandemide altıncı dalganın yaşanıyor olabileceğini belirtiyor ve Covid-19 ile mücadelenin henüz sona ermediği uyarısını yineliyor.
Dünyada durum ne?
Küresel olarak bakıldığında Avrupa kıtasında birçok ülkede vakalar artıyor.
Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, İspanya ve Yunanistan bu ülkeler arasında yer alıyor.
İngiltere'de geçtiğimiz hafta yaklaşık 2,7 milyon kişinin test sonucu pozitif çıktı.
ABD, Brezilya, Meksika, Japonya, Güney Kore, Hindistan, Avustralya ve Yeni Zelanda'da da vaka sayıları yükselişte.
Çin'in kumarhaneleriyle ünlü Macau kentinde, vaka sayısının artması sonucu bir haftalık karantina ilan edildi ve aciliyeti olmayan tüm işyerleri kapatıldı.
BA.4 ve BA.5 ile ilgili neler biliniyor?
Covid-19, varyant adı verilen yeni genetik kodlarla insanların karşısına çıkıyor.
Omicron bir varyant. BA.4 v BA.5 ise Omicron bağlantılı alt varyantlar.
Bu varyantlar ilk olarak yılın başında Güney Afrika'da ortaya çıktı ve şimdi birçok ülkede yayılıyor.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ilk olarak Nisan ayında BA.4 ve BA.5'i izlemeye başladı.
Bazı ülkelerde bu varyantlar diğer Covid türlerine baskın gelmeye başlamış durumda.
Örneğin Portekiz'de BA.5 varyantı baskın halde.
İngiltere'de de BA.4 ve BA.5'in etkisi sürekli artıyor.
Henüz, bu alt varyantların diğer varyantlara kıyasla ne kadar zararlı olduğuna dair yeterli bilimsel çalışma bulunmuyor.
BBC Türkçe'ye konuşan Halk Sağlığı Uzmanı, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala; bu varyantlarla ilgili henüz yeterli bilimsel çalışma olmamakla birlikte hızlı yayıldıklarını belirtiyor:
"Birincisi bu varyantlar, aşılı olmaktan daha fazla kaçıyor. İkincisi ise hastalığı geçirerek antikor elde etmekten de daha fazla kaçıyorlar.
"Böyle olunca da bu yeni varyantlar nedeniyle hastalığın bulaşmasının daha süratle meydana geldiğine ilişkin bir sonuç karşımıza çıkıyor. Bunu özellikle İngiltere üzerinden kolaylıkla takip edebiliyoruz. Bu endişe verici varyantlara dünya engel olamadığı için küresel olarak bir altıncı dalgayla karşı karşıya kaldığımız söylenebilir."
Türkiye'deki artış hangi seviyede?
Türkiye'de Sağlık Bakanlığı, Covid-19 verilerini 1 Haziran tarihinden bu yana günlük değil haftalık olarak açıklıyor.
Bu verilere bakıldığında özellikle Haziran ayının ortasından itibaren vakalarda önemli bir yükseliş olduğu görülüyor.
Vaka sayıları; 30 Mayıs ve 5 Haziran arasında 7 bin 322, 6 Haziran ve 12 Haziran arasında 7 bin 556, 13 Haziran ve 19 Haziran arasında 10 bin 954, 20 Haziran ve 26 Haziran arasında ise 26 bin 635, 27 Haziran-3 Temmuz arasında ise 57 bin 113 olarak kayda geçmiş.
Bu beş haftalık dönemde vefat sayılarında ise büyük bir sıçrama görülmüyor.
Ölüm sayıları söz konusu haftalarda sırasıyla 19, 20, 19, 17 ve 25 olarak gerçekleşmiş.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yayımladığı bayram mesajında, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de Omicron varyantına bağlı vakaların arttığını söyledi.
Aralarında Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği, Türk Toraks Derneği ve Türk Tabipleri Birliği'nin de bulunduğu altı uzmanlık kuruluşu tarafından, 'Covid-19 pandemisi bitmedi' başlığıyla yayımlanan açıklamada ise vaka sayılarının gerçekte daha yüksek olabileceği belirtiliyor:
"% 30-40'ları aşan test pozitiflik oranlarının açıkça gösterdiği üzere gerekenden çok az test yapılmakta olduğu düşünüldüğünde, Avrupa'da benzer nüfus ve varyant profiline sahip ülkelerdeki günlük 80-100 bini aşan sayılar bizim için de geçerli olabilir."
'Atık sulardaki veriler artışı gösteriyor'
Prof. Dr. Kayıhan Pala, Türkiye'deki verilerin kısıtlı olması nedeniyle, sürecin nereye evrildiğini analiz etmenin zor olduğunu bununla birlikte haftalık veriler dışında Tarım ve Orman Bakanlığı'nın atık su analizlerinin de bazı illerde artışa işaret ettiğini söylüyor.
Pala, bakanlığın internet sitesinde yayımlanan haritaları şöyle yorumluyor:
"Tarım ve Orman Bakanlığı atık su analizlerinde bu hastalığa yol açan SARS CoV-2 virüsünü inceliyor. Bundan yola çıkılarak bir matematiksel modelleme ile olası vaka sayısı geliştirilmeye çalışılıyor. Bu, dünyada çok yaygın kullanılan bir yöntem.
"Bakanlığın sayfasına bakacak olursanız Haziran ayının son haftası itibariyle atık sulardaki SARS CoV-2 verilerinden yola çıkarak İzmir, Muğla, Antalya, Bursa ve İstanbul'da olguların yüksek olduğunu tahmin etmek mümkün diye öngörüde bulunuyoruz."
Yurttaşlara aşı çağrısı
Türkiye'de pandemiye karşı kısıtlamalar ve zorunlu önlemler artık yürürlükte değil.
Hem Sağlık Bakanlığı hem de meslek örgütleri ve uzmanlar bu süreçte yurttaşlara çeşitli uyarılarda bulunuyor.
Bunların başında aşı geliyor.
Sağlık Bakanlığı, son Covid-19 aşısının üzerinden en az altı ay geçen kişilerin, dördüncü doz aşılarını; yani ikinci doz hatırlatma aşılarını olabileceklerini açıkladı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, geçen hafta yaptığı açıklamada son dozun üzerinden altı ay geçtiğinde aşının etkisinin azaldığını vurguladı.
Bakanlık, özellikle 50 yaş üzerindeki kişilerle risk grubundakilere dördüncü doz aşılarını olmaları konusunda çağrıda bulunuyor.
Koca ayrıca maske kullanımına da değindi: "Bu grubun, temasın artacağı bayram günlerinden başlayarak kendilerini bilhassa koruması gerekmektedir. Maskeyi zaruri kılan durumları hepimiz biliyoruz".
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sema Kultufan Turan da geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, "Artan vaka sayısına paralel olarak bu bayramlaşma süreci bizim için çok önemli. Geçmiş pandemi dönemindeki bayramlarda olduğu gibi bu bayramda da maske ve mesafeye dikkat edilmesi gerekiyor" dedi.
BBC Türkçe'ye konuşan Prof. Dr. Pala ise yurttaşlara temel olarak üç şey öneriyor: "Yurttaşlar özellikle toplu taşıma ve kapalı alanlarda maske kullansınlar. Eksik aşılarını tamamlasınlar. Doğru bilgiye erişmek için çaba harcasınlar."
Kurban Bayramı ve Sonbahar uyarısı
Önümüzdeki dönem için hem bayramdan dönüş haftası hem de sonbahar aylarına dair uyarılar yapılıyor.
Altı meslek örgütü ve derneğin açıklamasında "vakaların yaz boyunca yüksek bir plato yaparak devam edebileceği ve asıl vaka artışlarının olası yeni varyantların da ortaya çıkışıyla sonbahar ve kış aylarında yaşanabileceği" öngörüsünde bulunuluyor.
Prof. Dr. Kayıhan Pala da Türkiye'de de bir yükselme trendinden bahsediyor:
"Türkiye'de hangi varyantın egemen olduğuna ilişkin genomik analizler çok az. Türkiye'de genomik analiz yapılan vakaların oranı, % 0,66. Bir örnek olsun diye söylüyorum bu, Danimarka'da % 16. Bu yüzden varyant analizinde çok sınırlı bir değerlendirme yapabiliyoruz.
"Ancak daha önceki deneyimlerimizden yola çıkarak bir tahminde bulunmak gerekirse şunu söyleyebiliriz. Geçmişte, Avrupa'da vakalar çıkmaya başladıktan üç hafta ya da dört hafta sonra Türkiye'de etkisini görmeye başlıyorduk. Dolayısıyla Fransa, Portekiz, İtalya, Yunanistan gibi ülkelerde olguların yükselmesine paralel olarak artık Türkiye'de de olguların yükselme trendiyle karşı karşıya kaldığımız söylenebilir.
"Bu arada, bayram nedeniyle özellikle insanların çok sık bir araya gelmesi, kapalı ortamları ve toplu ulaşımı daha fazla kullanılması, olasıdır ki vaka sayısında bir artışı karşımıza getirecek. Sevinilen şey, ölü sayılarında ciddi bir artışın olmaması halidir.
"Bütün bunlardan yola çıkarsak önümüzdeki haftalarda Türkiye'de altıncı dalganın tepe noktasına doğru yükselmeye başlayabileceğimizi tahmin etmek mümkün. Ama biz asıl problemin; Eylül sonu, Ekim, Kasım aylarında karşımıza çıkabileceğini öngörüyoruz."
Uzmanlık derneklerinden önlem çağrısı
Bazı meslek örgütleri ve bazı uzmanlar, bireysel uyarılara uyulması dışında bazı önlemlerin de geri getirilmesini savunuyor.
Örneğin, altı uzmanlık kurumunun açıklamasında kapalı alanlar ve toplu ulaşımda maske zorunluluğun ve Hayat Eve Sığar (HES) kodu uygulamasının geri getirilmesi gerektiği görüşü savunuluyor.
Kurumlar, DSÖ tarafından açıklanmadığı sürece yetkililerin "Pandemi bitti" şeklinde algılanabilecek açıklamalardan sakınmaları gerektiğini de belirtiyor.
Ayrıca aşılama konusunda çocukları da kapsayacak şekilde ciddi bir kampanya başlatılması gerektiğinin altını çiziyor bu kurumlar.
Prof. Dr. Pala bu tür önlemleri savunurken, ortadaki küresel soruna henüz bir küresel çözümün geliştirilemediğini, önlemler alınmazsa önümüzdeki dönemin zorlu geçebileceği uyarısında bulunuyor:
"Geçen yıl DSÖ, tüm ülkelerin tamamında ulusal çapta yüzde 70'lik bir tam bağışıklık sağlanabilirse yeni varyantların ortaya çıkma ihtimalinin azalacağını ve pandemiye küresel bir yanıt verilebileceğini söylemişti. İki hafta önceki açıklamada bu hedefe dünyadaki yalnızca 58 ülkenin ulaşabildiği belirtildi. Küresel bir soruna küresel bir yanıt verilemeyince özellikle halk sağlığı önlemlerinin zayıf olduğu Hindistan, Brezilya, Güney Afrika gibi ülkelerde yeni varyantların gelişmesine de bir ortam hazırlanmış oluyor. Bu durum nedeniyle bu yılın son çeyreği, dünya ile birlikte Türkiye'de pandemi açısından zorlu geçme potansiyeline sahip."