• Haberler
  • Siirt Haber
  • DEM Parti, Siirt'te Gerçekleştirdiği 'Alimler, Analar ve Pirler Buluşması'nın Sonuç Bildirgesi Açıklandı

DEM Parti, Siirt'te Gerçekleştirdiği 'Alimler, Analar ve Pirler Buluşması'nın Sonuç Bildirgesi Açıklandı

DEM Parti'nin Halklar ve İnançlar Komisyonu, 'Alimler, Analar ve Pirler Buluşması' adı altında, farklı inanç ve topluluk temsilcilerinin katılımıyla 20 Ekim 2024 tarihinde Siirt'te bir toplantı düzenledi. Toplantıya, Kürt coğrafyasının çeşitli bölgelerinden davet edilen sınırlı sayıda alim, ana, pir, cemaat ve topluluk temsilcileri katıldı. Gün boyu süren tartışmalar, bildirgede yer alan birçok önemli hususla sona erdi.

Toplantının temel gündem maddeleri arasında, devletin inançlar üzerindeki hegemonya etkisinin kırılması, Alevi ve Sünni toplumlar arasında ön yargıların aşılması ve toplumsal yapılarla (medrese, tarikat, cemaat, ocak ve Cemevi gibi) sağlam bağların kurulması yer aldı. Ayrıca, ortak bir dil ve pratiğin geliştirilmesi için fikir alışverişinde bulunuldu.

DEM Parti, Siirt'te Gerçekleştirdiği 'Alimler, Analar ve Pirler Buluşması'nın Sonuç Bildirgesi Açıklandı

Toplantıda Tartışılan Başlıklar ve Sonuçlar:

Toplantıya katılan temsilciler, farklı halklar ve inanç grupları arasında birliğin ve anlayışın güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Çeşitli güç odaklarının hegemonya mücadelesinin bölgede yaşayan topluluklar arasında kutuplaşma yarattığı belirtilerek, bu duruma karşı inanç önderlerinin ve topluluk liderlerinin büyük sorumluluk taşıdığına dikkat çekildi. Bildirgede, devletin inançlar üzerindeki müdahalesine karşı çıkılırken, devlet kontrolündeki kurumların toplum ihtiyaçlarından çok siyasi iktidarın amaçlarına hizmet ettiğine dikkat çekildi. Özellikle Diyanet İşleri Başkanlığı ve Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın, Sünni ve Alevi topluluklarını devletin resmi politikaları doğrultusunda yeniden şekillendirme çabalarının eleştirildiği ifade edildi.

Bildiride, toplumun ihtiyaçlarının karşılanabilmesi adına devlete bağlı dini kurumların tahakkümünün sona erdirilmesi gerektiği vurgulandı. Katılımcılar, farklı etnik kökenlerden gelen toplumların kültür, inanç, dil ve geleneklerinin tekçi bir yaklaşımla yok sayılmaması gerektiğini belirttiler. Bildirgenin devamında, farklı bakış açıları ve inanç yapıları arasında bir uzlaşı ve anlayış kültürünün geliştirilmesi hedefi ifade edildi.

Alınan Kararlar:

Buluşmada yer alan alimler, analar, pirler ve topluluk temsilcileri, tarihten bu yana birbirine karşı oluşan ön yargıların kırılması ve sağlıklı bir toplumsal dilin oluşturulması yönünde ortak bir irade beyan etti. Temsilciler; vicdan ve ahlak temelli bir anlayışın geliştirilmesi, iktidarın inançları kendi politik gündemlerine kurban etmesine karşı güçlü bir tutum sergilenmesi ve toplumsal barışın sağlanması yönünde çalışmalar yapılmasını kararlaştırdı. Kadına şiddet, doğa tahribatı, hapishanelerdeki hak ihlalleri ve tecrit uygulamaları gibi sorunların sona erdirilmesi için inanç liderlerinin daha güçlü bir dayanışma ve iş birliği içinde olması gerektiği vurgulandı.

DEM Parti’nin bu kapsamda düzenlediği toplantının ikinci buluşmasının, Alevi inancının sembol kentlerinden olan Dersim’de gerçekleştirileceği ifade edildi. Amaçlarının herhangi bir siyasi görüşün hâkimiyetini sağlamaktan öte, toplumun ihtiyaç duyduğu barışçıl ve anlayışa dayalı bir ortam oluşturmak olduğu belirtildi.

Son olarak, DEM Parti, bu buluşmaların coğrafyadaki sevgi ve barış iklimini güçlendirmesini umut ettiklerini dile getirdi.

İşte DEM Parti Genel Merkezi tarafından yayınlanan sonuç bildirgesinin tam metni;

"Halklar ve İnançlar Komisyonumuz tarafından 20 Ekim'de Siirt'te gerçekleştirilen Alimler, Analar ve Pirler Buluşmasının sonuç bildirgesi:

DEM Parti Halklar ve İnançlar Komisyonumuzun, “Alimler, Analar ve Pirler Buluşması” adlı toplantısı, kadim şehirlerimizden biri olan Siirt’te 20 Ekim 2024 tarihinde başarıyla gerçekleştirilmiştir. Buluşmaya, ağırlıklı olarak Kürt coğrafyasının farklı bölgelerinden davet edilen sınırlı sayıda Alim, Ana, Pir, cemaat ve topluluk temsilcisi katılmış; toplantı tam gün süren bir tartışmayla sonlandırılmıştır.

Devletin inançlar üzerindeki hegemonya etkisini kırmak; Alevi ve Sünni inanç toplumları arasındaki ön yargıları aşmak; Sünni ve Alevi toplumunun dinamik yapıları (medrese, tarikat, cemaat, ocak ve Cemevi gibi) ile güçlü bağlar kurmak; ortak bir dil ve pratiğin oluşum zeminini yaratmak gibi başlıklar çerçevesinde tartışmalar yürütülmüştür.

Bu kapsamda cemaat ve topluluk temsilcileri ile Alimler, Analar, Pirler, Seydalar ve Melelerin yürüttükleri tartışmalarda öne çıkan değerlendirme ve öneriler bu sonuç bildirgesi ile kamuoyunun bilgisine sunulmaktadır.

Yaşadığımız coğrafyada süregelen çatışmalı süreçler ve farklı güç odaklarının yürüttüğü hegemonya mücadelesi, bir arada yaşayan farklı halkları, inançları ve toplumsal yapıları kutuplaştırmakta ve birbirinden uzaklaştırmaktadır. Bu coğrafyada yaşayan bizler; baskı, katliam, yok sayılma, ötekileştirilme ve yoksullukla karşı karşıyayız. Halklarımız arasına nifak tohumları ekilmekte, çatışma kışkırtılmakta ve bu yolla egemenlerin asıl amacı gizlenmektedir.

Halklarımızın, inançsal ve dinsel gruplarımızın ve farklı toplumsal kesimlerin dinamik yapılarının bu süreçte oynayacağı rol oldukça önemlidir. İnanç önderlerinin, bilge ve alimlerin bu konudaki her sözü, toplumsal barış, kardeşlik hukuku ve karşılıklı kabullerin sağlanmasında önemli etkiler yaratacaktır. Ayrıca kutuplaşmayı engellemede ve toplumsal sorunların çözümünde inanç önderlerinin önemli birer aktör olduğunu vurguluyor; omuzlarımızdaki tarihi sorumluluğun bilincinde olduğumuzu ifade ediyoruz.

Bu bağlamda, toplantımızın amacı herhangi bir siyaset veya grubun görüşlerini hakim kılmak değildir. Gittikçe derinleşen sorunların çözümüne yönelik ortak bir zeminin oluşmasını sağlamak ve tarihsel sorumlulukların gereğini yerine getirmek hedefiyle hareket etmekteyiz.

Devletin her alana olduğu gibi inanç/din alanına da müdahalesi sürmekte; tekçi bir yaklaşımla inançları denetim altına almaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı aracılığıyla Sünni topluma müdahale edilirken, Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı aracılığıyla ise devletçe bugüne kadar reddedilen Alevi toplumu yeniden biçimlendirilmeye çalışılmaktadır. En son bu kurum aracılığıyla Dersim’de yapılan sempozyum dilimize, kültürümüze ve inancımıza yönelik bir asimilasyon ve saldırı projesi olarak değerlendirilmiştir. Nihayetinde bu kurumlar, toplumun değil devletin ve siyasal iktidarların ihtiyaçları doğrultusunda oluşturulmuştur. Bu nedenle, inançların özgürlüğü ve tanınma hakkı ekseninde bu kurumların tahakkümüne son verilmelidir. Devlet, inançlardan amasız fakatsız elini çekmelidir.

Yaşadığımız coğrafyada farklı etnik kökenlerden, dinsel ve inançsal yapılardan oluştuğumuzun; farklı bakış açılarının, yerel ve bölgesel özgünlüklerin olduğunun bilincindeyiz. Tüm bu farklılıklar, bizim açımızdan her daim saygıyı hak etmekte olup tartışma konusu dahi edilmemelidir. Birbirimize benzemek ya da kendi doğrularımızı kabul ettirmek zorunda değiliz. İhtiyacımız olan, birbirimizi tanımak ve anlamaktır. Bu nedenle, toplumumuzu farklılıklar üzerinden kutuplaştıran, çatıştıran ve ayrıştıran zihniyete karşı; inançlarımızı, kültürümüzü, dilimizi, kimliğimizi, geleneklerimizi ve yaşam tarzlarımızı yok sayan tekçi iktidar anlayışına karşı ortak mücadelenin zeminlerini oluşturmak görevimizdir.

İnanç önderleri, alimler ve topluluk temsilcileri olarak bizler topluma, yaşadığımız zamana ve tarihe karşı büyük bir sorumluluk taşımaktayız. Omuzlarımızdaki sorumluluğun büyüklüğünün farkındayız.

Farklı inanç/dinsel yapı ve grupların temsilcileri olarak;

Tarihsel süreç içerisinde birbirimize karşı oluşan ön yargıların kırılması ve kötü dilin düzeltilmesi için ortak çalışmalar yapılması,

Ortak bir dil ve pratiğin oluşabilmesi için vicdan ve ahlak temelli bir anlayışın inşa edilmesi,

Toplumsal sorunların çözümünde ortak bir dilin oluşturulması,

Ötekileştirme, yok sayma, kendine benzetme ve farklılıklara saygısızlık anlayışının her zeminde mahkum edilmesi,

İktidarın, inançlarımızı kendi politik gündemlerine kurban etmesine karşı güçlü tutumlar sergilenmesi,

İnançlarımıza ve toplumumuza yönelik saldırı, şiddet, nefret söylemi ve her türlü aşağılama girişimlerine karşı ortak mücadele ve dayanışmanın güçlendirilmesi,

Kadına şiddet, doğanın talanı, hapishanelerdeki hak ihlalleri ve tecrit uygulamalarının son bulması, barış ikliminin tesis edilmesi, yoksulluğun ve sosyal sorunların giderilmesi için daha güçlü birlikteliklerin kurulması,

Kürt sorununun barışçıl yollarla çözümü için inanç önderleri olarak girişimlerde bulunulması konularında bir irade ortaya koyuyoruz.

İktidarın tüm ayrıştırma çabalarına rağmen, inançlarımızı tartışma konusu yapmadan sevgiyle ve dostlukla bir arada olma imkanımız fazlasıyla vardır.

İlk toplantımızı kadim Siirt ilimizde başarıyla gerçekleştirdik. İslami bir inanç merkezi olan Siirt’in bu buluşmaya ev sahipliği yapması değerli olup sonraki çalışmalar için de umut verici olmuştur. İkinci toplantımızı ise kadim Alevi inancının merkezi ve sembol kentlerinden biri olan Dersim’de gerçekleştireceğiz.

Umuyor ve diliyoruz ki coğrafyamızda sevgi ve barış hayat bulsun.

DEM Parti Halklar ve İnançlar Komisyonu
1 Kasım 2024"

Bakmadan Geçme