Diyarbakır'da fırın işçileri iş bıraktı: Ortaçağ köleleri değiliz
Diyarbakırlı fırın işçileri, düşük ücret ve sigortasız çalıştırıldıklarını belirterek iş bıraktı. İş önlüklerine 'Ortaçağ köleleri değiliz' yazan fırın işçileri yetkililere seslenerek 'Ekmek kapılarımıza sessiz ve etkisiz kalarak kilit vurmayın' dedi.
Diyarbakır’da farklı fırınlarda çalışan 300’e yakın fırın işçisi iş bıraktı. Düşük ücret ve sosyal hakları için iş bırakan işçiler, iş önlükleriyle Dağkapı Meydanı’nda toplandı.
“Sigortasız çalışmak istemiyoruz”, “İşçiyiz haklıyız hakkımızı isteriz” dövizleri taşıyan işçiler, önlüklerine de “Ortaçağ köleleri değiliz”, “Uykuya hasret sevgiye muhtaç” ve “Sendikaya evet sömürüye hayır” yazıları yazdı.
Kimisinin çocuklarıyla geldiği eylemde taleplerini dile getiren işçiler, günde 14 saat çalıştıklarını ve asgari ücret altında bir ücretle sigortasız çalıştırıldıklarını söyledi.
’14 saat ayaktayım, sigortam yok’
Sputnik’e konuşan Mehmet Sadık Ezgi adlı fırın işçisi, 25 yıllık fırıncı olduğunu ve sigortasız çalıştırıldığını belirterek “Emeğimin karşılığını alamıyorum, 14 saat ayaktayım, yazık değil mi bize? Yeter değil mi bu rantçıların yaptığı? Bizi ezdiği yeter değil mi? Olan bize oluyor. Adam bize diyor ki ‘sen kölesin bize çalışacaksın, ben padişah gibi yaşayacağım’ bitti, o sömürge bitti artık. Çalışmıyorum, hakkımı almayıncaya kadar çalışmıyorum. Niye ben köle miyim? Köle olmak isteyen çalışsın. Diğer tüm fırın işçilerinin de buraya gelmesini istiyorum. Bugün burada bir direniş başlamışsa ekmek davasıdır başka hiçbir şey değildir. Herkesi burada görmek istiyorum. Geçinemiyoruz, ev kiradır, bebek var, elektrik, doğalgaz, su faturalarını ödeyemiyoruz. Ekmek çıkmazsa, biz çalışmazsak onlar bir hiçtir. Onlar kimse değil, her şey biziz. Dünyayı işçiler yönetiyor. İşçi olmazsa dünya bugün yürümez, kimse koltuğunda rahat edemez” dedi.
‘Kimi arkadaşımız sigorta olmadığından tedavi dahi olamamaktadır’
Uzun bekleyişin ardından işçiler adına açıklama yapan Nihat Güneş, açıklamasına “Halkın yapı taşı olan fakat emeği ayaklar altına alınan fırın çalışanlarının sessiz çığlıklarına kulak verin” diyerek başladı. Güneş şöyle devam etti:
“Bizler bu ülkenin işverenleri tarafından terkedilmiş, sindirilmiş emekçileri olmak istemiyoruz. Her gün saatlerce çalışarak halkın temel ihtiyaç maddesinin temin edilmesini sağlamak; bizlere bedenen ve ruhen pahalıya mâl olmaktadır. Kimi arkadaşımız zor çalışmanın neticesinde bedeni hastalıklara maruz kalmakta fakat sigorta güvencesi olmadığından tedavi dahi olamamaktadır.”
‘Ekmek kapılarımıza sessiz ve etkisiz kalarak kilit vurmayın’
Fırıncıların haftanın 7 günü çalıştığını ifade eden Güneş şunları söyledi:
“Dinlenmesi dahi olmayan bu ağır temponun maddi karşılığı işin ağırlığının altında erimiştir. Ekonominin geldiği son nokta ise bizlerin mağduriyetinin ne denli olduğunu gözler önüne sermektedir. Biz zahmetsiz rahmet bekleyen bireyler değiliz, biz yalnızca taşımış olduğumuz ağır yükün altında ezilmek istemiyor ve emeğimizin zayii edilmemesini talep ediyoruz. Buradan bütün fırın çalışanları olarak yaşamış olduğumuz mağduriyetin giderilmesi, çalışma şartlarımızın iyileştirilmesi ve emeklerimizin karşılık bulması için tüm işverenlere ve yetkililere sesleniyoruz; ekmek kapılarımıza sessiz ve etkisiz kalarak kilit vurmayın.”