DSÖ Araştırdı! Psikolojimiz Bozuluyor

Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) 2019 yılı verilerine göre dünyada 280 milyon insan depresyon, 970 milyon kişi ruhsal bozukluklar yaşıyor. Her yıl 700 binden fazla kişi intihar ederek yaşamına son veriyor.

2020 yılında koronavirüs pandemisinin patlak vermesi sonrasında hükümetlerin getirdiği kapanma önlemleri, sosyal yaşamın kısıtlanması, yaşanan ekonomik belirsizlik ve sıkıntılar ruh sağlığına önemli bir darbe indirdi. DSÖ verilerine göre pandeminin ilk yılı 2020’de anksiyete (kaygı bozukluğu) ve klinik depresyon yaşayanların sayısı sırasıyla yüzde 26 ve yüzde 28 oranlarında artış gösterdi. Böylelikle ruhsal hastalıklardan muzdarip insan sayısı 1 milyara yükseldi.

Koronavirüs pandemisinin ardından gelen Ukrayna savaşının yarattığı ekonomik belirsizlikler, dünya nüfusunun ruh sağlığına yönelik kaygıları daha da artırıyor. Pandemideki kapanma önlemleri artık gündemde olmamasına rağmen enerji krizi, yüksek enflasyon ve ekonomik kriz gibi yeni belirsizlikler ruh sağlığını tehdit etmeye devam ediyor.

‘Kötü’ hissedenler iki yılda iki kat arttı

AB’ye bağlı Eurofound ajansının, pandeminin ilan edildiği Mart 2020 ile Mayıs 2022 arasında internet üzerinden yaptığı anketler de bu durumu doğruluyor. AB’ye üye 27 ülkeden 200 bin kişiyle yapılan anketlerde ruh sağlığını “kötü” ya da “çok kötü” diye nitelendirenlerin oranı Mart 2020’de yüzde 6,4 iken Mayıs 2022’de iki kat artarak yüzde 12,7’ye yükseldi. Geçim sıkıntısı yaşadığını söyleyenlerin oranı da yüzde 47’den yüzde 53’e yükseldi.

İş yerinde stres de ruh sağlığını olumsuz etkileyen önemli faktörlerden. 2019 verilerine göre çalışma yaşındaki yetişkinlerin yüzde 15’i ruhsal bozukluklar yaşıyor. DSÖ ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre depresyon ve anksiyete nedeniyle yılda 12 milyar iş günü, boşa gidiyor. Bunun küresel ekonomiye maliyeti 1 trilyon dolar olarak tahmin ediliyor.

DSÖ’den ‘ruh sağlığına yatırım’ çağrısı

DSÖ, 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü vesilesiyle pandemi, savaş ve ekonomik belirsizliklerin ruh sağlığına etkilerine dikkat çekerek ülkeleri ruh sağlığına yapılan yatırımları artırmaya, sağlık sistemlerinde reforma çağırdı. Korona pandemisinin, sağlık sistemlerinin bu çapta sorunlara ne kadar hazırlıksız olduğunu gösterdiğine işaret eden DSÖ, 2020 itibarıyla hükümetlerin sağlık bütçelerinde ruh sağlığına ayırdıkları payın ortalama yüzde 2 oranında olduğuna dikkat çekti. Bu oran, düşük gelirli ülkelerde yüzde 1’e kadar düşüyor.

Ruh sağlığımız için kendimiz neler yapabiliriz?

DSÖ’nün 113 ülkeyi kapsayan araştırması, anksiyete ya da depresyon gibi ruhsal bozukluklar yaşadığını belirtenlerin kendini iyi hissetmek için en çok kullandığı yöntemi ortaya koyuyor: Daha sağlıklı yaşam alışkanlıkları geliştirmek, doğada ya da açık havada daha fazla zaman geçirmek, arkadaşlar ya da aile fertleriyle konuşmak.

Uzmanlar ve psikologların önerileri temelde sağlıklı bir yaşam için önerilenlerden pek farklı değil: Sağlıklı ve dengeli beslenmek, alkol, sigara, uyuşturucu gibi risk faktörlerinden uzak durmak, düzenli egzersiz hatta mümkünse spor yapmak, düzenli uyku.

Bakmadan Geçme