Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na: Nasıl diktatör olduğu anlaşıldı
Erdoğan Kılıçdaroğlu-İmamoğlu arasındaki görüşmeleri, isim vermeden ''baba-oğul' arasında yaşanan taht kavgaları' diye nitelendirdi
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, muhalefeti hedef aldığı konuşmasında, "Muhalefet cephesinde yaşananlar, ülkemizin nasıl bir felaketin eşiğinden döndüğünü anlatıyor. Güya milleti barıştırmaktan bahsedenlerin kavgası seçim akşamından beri hiç durmadı" dedi. Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu arasındaki "değişim" görüşmelerine de atıfta bulunarak, "Parti içi çekişmelerden, 'baba-oğul' arasında yaşanan taht kavgalarından bağımsız olarak Türkiye'nin yeni bir muhalefet anlayışına ihtiyacı var" diye konuştu. Erdoğan, istifa edip etmeyeceği tartışılan CHP lideri Kılıçdaroğlu için ise isim vermeden "Millete demokrasi vadedenlerin, iş koltuktan kalkmaya gelince bir gecede nasıl diktatör olduğu anlaşıldı" dedi.
Erdoğan; Türkiye İhracatçılar Meclisi 30. Olağan Genel Kurulu ve İhracatın Şampiyonları Ödül Töreni'ne katıldı. Erdoğan, burada yaptığı açıklamada, enflasyona dair mesajlar verdi, muhalefete yüklendi.
Erdoğan, muhalefetin, seçimi kazanmak için "terör örgütleriyle pazarlık yaptığını" iddia etti. Erdoğan "Kimlerin hangi pazarlıklar yaptığı, vatanın bekasının nasıl tezgaha konulduğu zamanlar ortaya saçılacak. Terör örgütleri ile ne gibi pazarlıklar yapıldığı ortaya çıkınca, 'verilmiş sadakamız varmış' diyeceğiz" ifadesini kullandı.
Erdoğan, enflasyonu tek haneye indireceklerini belirtirken, yeni ekonomi kadrosunun da birinci önceliğinin bu mesele olduğunu ifade etti.
Erdoğan'ın açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
"Bu yıla güçlü bir giriş yaptık ama 6 Şubat'taki depremde 50 bini aşkın can kaybımızın yanı sıra 11 ili de derinden sarstı. Konutların yanı sıra iş yerleri, fabrikalar, üretim tesisleri de depremde zarar gördü. Dünyada ancak birkaç ülkenin altından kalkabileceği bu yıkım karşısında süratle harekete geçtik, yıkılanın yerine yenisini yapmak için kolları sıvadık. İş dünyamıza her desteği sağladık. İnşallah şehirlerimizi daha güvenli, daha dinamik bir hale getireceğiz. Depremin ekonomimiz üzerindeki olumsuz etkileri günden güne azalıyor. Asrın felaketine rağmen ihracatımız, güçlü seyrini devam ettiriyor. Mayıs ayında yıllık yüzde 14,4 arttı.
Tüm dünya ile birlikte bizim de başımızı ağrıtan enflasyon meselesini tekrar tek haneli rakamlara düşüreceğiz. Seçim belirsizliğinin de ortadan kalkmasıyla bu konuda elimiz daha güçlü. Yeni ekonomi kadromuzun da birinci önceliğini bu mesele oluşturuyor. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yolu ile büyüme ekseninde hedeflerimize ilerleyeceğiz. Enerji yükünü, Karadeniz gazı, Gabar petrolü, Akkuyu nükleer santrali ve yenilenebilir kaynaklarla asgariye indireceğiz. Güçlü Türkiye yolunda, güçlü ihracatımızı rekordan rekora taşıyacağız.
Biz bugüne kadar hep kendimizle yarıştık. Çıtayı sürekli yukarı çıkardık. Geriye gidişe, durmaya, tahammülümüz yok. İhracattaki yükseliş olumludur ama Türkiye Yüzyılı vizyonu açısından yeterli değildir. İhracatımızı 265 milyar dolara, gelecek sene ise 285 milyar dolara ulaştırmak istiyoruz. 2028 için de hedefimiz 400 milyar dolar ve üstü.
Millet olarak, artık geleceğimize daha güvenle ve umutla bakıyoruz. Dünyada yıldızı giderek parlayan bir Türkiye gerçeği ile karşı karşıyayız. İçimizdeki kimi gafiller anlamasa da yurt dışından ülkemizi takip edenler bu hakikati daha net görüyorlar. 2023'ün Türkiye'sini 80-90'ların kalıplarını okumaya çalışanlar idrak edemese de ülkemiz gümbür gümbür geliyor. Seçimlerde ihtiyacımız olan azmi, cesareti ve iradeyi tekrar elde ettik. Her iki seçimde de ezici bir zafer kazanarak yasama ve yürütmesi ile ülkemize 5 sene daha hizmet etme şerefine nail olduk. 28 Mayıs gecesi sandıkların kapanması ile birlikte Türkiye Yüzyılı'nın ilk adımını attık. Kabinemizi de oluşturup çalışmaya başladık. 5 sene boyunca hiç durmadan çalışarak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu inşa edeceğiz. Ülkemiz, eser, hizmet, müjdelerle geçireceği 5 yıl kazandı. Türkiye, asırlık kazanımlarını tehlikeye atacak büyük bir kuşatmayı parçalamıştır. Son seçim sonuçlarının milletimizin istikbal yolculuğu açısından önemini zamanla daha iyi idrak edeceğiz. Milletimizin verilmiş sadakası olduğunu daha net göreceğiz. Kimlerin hangi pazarlıklar yaptığı, vatanın bekasının nasıl tezgaha konulduğu zamanlar ortaya saçılacak. Terör örgütleri ile ne gibi pazarlıklar yapıldığı ortaya çıkınca, 'verilmiş sadakamız varmış' diyeceğiz.
Muhalefet cephesinde yaşananlar, ülkemizin nasıl bir felaketin eşiğinden döndüğünü anlatıyor. Güya milleti barıştırmaktan bahsedenlerin kavgası seçim akşamından beri hiç durmadı. Demokrasi vadedenlerin bir gecede nasıl diktatör olduğu anlaşıldı. Halil İbrahim Sofrası diyerek demokrasi mücadelesinin yapıldığı yeri, böyle bir yemek sofrasına dönüştürmenin ne kadar anlamsız olduğu ortaya çıktı. Millete pazarladıkları masanın kurtlar sofrası olduğu ortaya çıktı. Milletimiz o engin, basiret ve feraseti ile bunların asıl yüzünü gördü.
Milletimiz, iktidara gelebilmek uğruna terör örgütleriyle iş tutacak bir muhalefet görmek istemiyor. Evlatlarımız, sürekli yalan söyleyen, ülkeyi kötüleyen bir muhalefet söylemine maruz kalmak istemiyor. Parti içi çekişmelerden, 'baba-oğul' arasında yaşanan taht kavgalarından bağımsız olarak Türkiye'nin yeni bir muhalefet anlayışına ihtiyacı var. Türkiye Yüzyılı'nda inşallah bunun da gerçekleşmesini temenni ediyorum."