Erkekler Kadınlara Kıyasla Neden Tuvalette Çok Daha Fazla Zaman Geçirir?
Erkeklerin, kadınlara kıyasla tuvalette çok daha uzun süreler geçirdiğini söylesek ilk tepkiniz ne olurdu? Peki bu uzun dakikaların sebebi fizyolojik mi, yoksa arkasında çok farklı sebepler mi var?
Kalabalık bir evde yaşıyorsanız veya kamuya açık herhangi bir yerde tuvalete girmek isterseniz ve aynı zamanda burada oldukça uzun dakikalar geçirmekten keyif alan biriyseniz, stresli dakikalar sizin için başlamış demektir.
Rahatlamanın ötesine geçerek çoğunlukla problemli bir süreç haline gelen bu uzun tuvalet süreleriyle, erkeklerde neden daha fazla karşılaşıldığına bir göz atalım.
Genellikle birçoğumuz, kadınların tuvalette çok daha fazla vakit geçirdiğini düşünüyoruz. Bu sebeple öncelikle kadınlarda durumun nasıl olduğuna bakalım.
Oldukça merak edilen bu sorunun cevabını almak üzere iki farklı araştırma gerçekleştirildi ve çeşitli tuvalet sorunlarının, fizyolojik anlamda cinsiyet farklılıkları üzerindeki etkisine bakıldı. Böylece aslında kadınların, erkeklere oranla anormal bağırsak alışkanlıkları ve kabızlık konularından çok daha fazla muzdarip olduğu anlaşıldı.
Yani kadınlar, bu anlamda fizyolojik olarak çok daha fazla sorun yaşıyor ve tuvalette vakit geçirme oranının, tahmin edildiği gibi kadınlarda daha yüksek olması bekleniyor. Ayrıca ABD’li sağlıkçı Geisinger’e göre ortalama bağırsak hareketleri 12 saniye sürüyor ve aslında 10 dakika tuvalette kalmamız, dışkı atma noktasında yeterli oluyor.
Fakat tek sebep fizyolojik değil ve durum, beklenenden çok farklı.
Erkeklerin tuvalette hangi sebeple oldukça uzun dakikalar geçirdiği merak eden bir araştırmacı, 19 ila 55 yaş arasındaki 38 erkeğe tuvalet alışkanlıkları üzerine bir anket yaptı ve bu erkeklerin %92’sinin klozet üzerinde 20 dakika veya daha uzun bir süre geçirdiği sonucuna ulaştı. Bu 38 erkeğin yaklaşık %70’i ortalama 30-40 dakika tuvalette oturuyor, hatta 6 kişi de klozette düzenli olarak 1 saat geçiriyordu.
Erkeklere bu kadar uzun süre orada ne yaptıkları soruldu ve verdikleri cevaplar oldukça dikkat çekiciydi. Ankete katılan erkeklerin %84’ü sosyal medyada geziniyor, %68’i YouTube videosu izliyor, yüzde 62’si ise haberleri okuyordu.
Sonraki popüler cevaplar ise %49’la e-posta ya da mesajları yanıtlamak, %24’le bir TV dizisinin bir bölümünü izlemek, %14’le kitap okumak ve %8 ile de telefon görüşmesi gerçekleştirmekti.
Bu sebeplerin temel noktasında ise erkeklerin “biraz yalnız vakit geçirmek için” tuvalete sığınmaları var.
Öte yandan bir psikoterapist, erkeklerin stresi azaltmak için tuvalette genellikle futbol maçı izlemek ve haberleri okumak gibi tek odaklı zihinsel faaliyetler gerçekleştirdiğini ve bu aktiviteleri alışkanlık haline getirdiklerini söylüyor.
Ayrıca bu anketlere katılan erkeklerin %63’ü, evde veya iş yerinde hayal kırıklığına uğradığında ya da sinirlendiğinde, banyoda kasıtlı olarak daha uzun süre kalıyor. Çünkü erkekler, orayı güvenli alan olarak benimsiyor ve kendilerine ayıracakları kesintisiz süre garantili bir mekan şeklinde görüyor. Yani erkekler bir nevi çevresinde olan bitenlerden uzaklaşıyor.
Erkeklerin tuvaletteki bu tutumu, kadınlarla karşılaştırıldığında ise erkeklerin ağırlıklı olarak düşünmeyi ve düşündükleri şeyi faaliyete koyma eğilimlerinin oldukça kuvvetli olduğu görülüyor.
Aksine kadınlar, daha çok hislerin ve paylaşmanın faydalı olduğu düşüncesinde ve bu sebeple, tuvalette kendi başlarına bir şeyler düşünmek veya planlamak yerine arkadaşlarıyla konuşmayı tercih ediyor.
Özetle tuvalet ve banyolar, erkekler için vücut atıklarını dışarı attıkları bir alandan çok daha fazlası.
Pek çok erkek, duygularını yansıtma konusunda çok da iyi değil ve 2019’da yapılan bir araştırmayla da ABD, Birleşik Krallık, Avustralya ve Kanada’daki erkeklerin %58’inin, duygusal anlamda güçlü olma ve zayıflıklarını göstermeme noktasında hâlâ baskı altında hissettiği görülüyor.
Bu durumda tuvaletler, erkeklerin kendi kendilerine uyguladıkları yalnızlık terapilerinin vazgeçilmez mekânı haline geliyor ve tüm bu veriler dikkate alındığında erkeklerin, tuvalette oldukça uzun süreler geçirmesi şaşırtıcı olmaktan çıkıyor.