Kalıcı makyaj uygulamaları zararlı mı?
Her zaman güzel ve bakımlı görünmek isteyen pek çok kadın tercihini kalıcı tırnak ve makyaj uygulamalarından yana kullanıyor. Son yıllarda giderek yaygınlaşan bu uygulamaların yüze ve tırnaklara zarar vermemesi için işin uzmanları tarafından steril bir ortamda yapılması gerekiyor.
Sürekli bakımlı görünmek, üstelik bunu hiç vakit harcamadan yapabilmek…Günümüzde çoğu kadın için bu büyük önem taşıyor.
Gözlere kalıcı dipliner ve eyeliner uygulamaları, tırnakların sürekli bakımlı görünmesini sağlayan kalıcı oje uygulamaları, dudak renklendirme ya da kaş laminasyonu, hatta kalıcı makyaj… Bunun için gözlerden tırnaklara kadar uygulanan pek çok yöntem bulunuyor.
Tüm bu kalıcı uygulamalar, güzellik merkezlerinden özel polikliniklere kadar pek çok yerde yapılıyor. Peki oldukça rağbet gören bu uygulamaların sağlık üzerinde nasıl bir etkisi bulunuyor? Güzel görünmek uğruna yapılan yanlış bir uygulama nelere yol açabiliyor? Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emine Tuğba Alataş’la merak edilen sorulara yanıt aradık.
Steril olmayan malzemelerin kullanımı sonucu mantar, bakteriyel ve viral enfeksiyonlar oluşabiliyor. Aynı zamanda uçuğa da neden olan herpes enfeksiyonu görülebiliyor. Hepatit dediğimiz sarılığa neden olan mikroorganizmanın ve AIDS etkeni olarak bilinen, insanlarda bağışıklık sistemini baskılayan HIV gibi viral enfeksiyonların bulaşmasına da neden olabiliyor.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emine Tuğba Alataş
Kalıcı oje deri kanserine bile yol açabiliyor
“Son yıllarda kalıcı oje ve makyaj uygulamaları giderek artıyor” diyen Doç. Dr. Alataş, ilk önce tırnaklara yapılan uygulamalara dikkat çekiyor. Sürekli bakımlı, biçimli ve ojeli tırnaklara sahip olmak isteyenler tarafında çokça tercih edilen bu yöntemlerle ilgili Doç. Dr. Alataş, “Hem kalıcı oje hem de öncesinde uygun teknikle yapılmayan manikür veya pedikür sağlık açısından önemli risk oluşturuyor” diyor. Sebebini ise şöyle açıklıyor:
“Manikür veya pedikür sırasında tırnağa zararlı mikroorganizmaların girişini engelleyen ve tırnağa destek sağlayan kutikula adını verdiğimiz tırnak etinin uygunsuz bir şekilde alınması sonucu tırnak çevresinde şişlik ve enfeksiyonlar oluşabiliyor.
Yine steril olmayan malzemelerin kullanımı sonucu mantar, bakteriyel ve viral enfeksiyonlar oluşabiliyor. Aynı zamanda uçuğa da neden olan herpes enfeksiyonu görülebiliyor. Hepatit dediğimiz sarılığa neden olan mikroorganizmanın ve AIDS etkeni olarak bilinen, insanlarda bağışıklık sistemini baskılayan HIV gibi viral enfeksiyonların bulaşmasına da neden olabiliyor. Bakteriyel, mantar ve herpes gibi viral enfeksiyonlar erken bulgu verse de özellikle hepatit ve HIV gibi enfeksiyonlar uygulamadan aylar sonra belirti veriyor.”
Uygun teknik ve steril malzeme uyarısı
Peki bunu önlemek için ne yapmak gerekiyor? Manikür veya pedikür sırasında kutikula tabakasının uygun teknik ve steril malzemelerle alınması gerekiyor. Kullanılan malzemelerin tek kullanımlık ve dezenfekte edilmiş olması da büyük önem taşıyor.
Tabii tüm bu işlemlerin sürekli yinelenmesi de başka sorunlar yaratıyor. Doç. Dr. Alataş, kalıcı ojenin sık tekrarlanması sonucu tırnakta kolay kırılma, şekil ve renk değişikliği olabileceğini söylüyor. Hatta UV maruziyetinin deride erken yaşlanma ve lekelenme ile beraber uzun vadede deri kanserlerine yol açabildiğinin altını çiziyor.
Kalıcı makyaj uygulaması hekim kontrolünde yapılmalı
Kadınlar arasında oldukça revaçta olan bir başka uygulama ise kalıcı makyaj… Bu uygulamayı, “Renk pigmentleri içeren maddelerin, mikro iğneleme şeklinde deri altına enjekte edilmesi sonucu yapılan bir çeşit kalıcı dövme” diye açıklayan Doç. Dr. Alataş, karşılaşılabilecek olası rahatsızlıkları şöyle sıralıyor:
“Kullanılan maddeye ve tekniğe bağlı olarak kişide bakteriyel hepatit ve HIV dahil olmak üzere enfeksiyonlar, yüzde ve gözde şişlik yapan alerjik reaksiyonlar, ciltte kızarıklık, sulantı ve kepeklenme yapan kontakt dermatit dediğimiz egzamalar, ciltte lekelenmeler, yabancı cisim reaksiyonları sonucu granülom dediğimiz ciltte lokalize şişlikler görülebilir.”
Üstelik kaş ve kirpik dibi gibi kalıcı makyaj uygulamaları lazerle tedavi edilebilirken kalıcı fondöten uygulamaları ise lazer tedavisine dirençli olup silinemeyebiliyor.
Kalıcı makyaj uygulaması sonrası olası problemlerle karşılaşmamak için işlemin ehil ellerde yapılması gerekiyor. “İşlemler, lokal anestezi altında uygulandığı için, komplikasyon yönetimi de yapabilmek adına mutlaka hekim kontrolünde olması gerekiyor” diyen Doç. Dr. Alataş özel bir uyarı da yapıyor:
“Özellikle vitiligo ve sedef hastalığı olanlara kalıcı makyaj uygulanmamalı. Eğer uygulayacaklarsa da mutlaka uzman doktor görüşüne başvurmalılar."
Kaynak : TRT Haber / Mine Yagıcı Çiftci