Karamollaoğlu: Seçim ikinci tura kalırsa, en büyük oy potansiyeli HDP'de
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ilk turda seçimi kazanamamaktan korktuğunu belirtti. İstanbul seçimlerini hatırlatan Karamollaoğlu, 'Şu anda kimse yüzde 50'nin üstünde potansiyele sahip değil. İkinci tura kalırsa seçim o zaman en büyük oy potansiyeli HDP'de' ifadelerini kullandı.
Saadet Partilisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Halk TV'de İsmail Küçükkaya ile Yeni Bir Sabah'ın konuğu oldu.
Burada gündeme yönelik değerlendirmelerde bulunan Karamollaoğlu, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ilk turda seçimi kazanamayacağı sebebiyle korku ve endişe duyduğunu ifade etti.
Seçimlere ilişkin konuşan Karamollaoğlu, HDP'nin seçimlerdeki rolüne işaret ederek "Şu anda kimse yüzde 50'nin üstünde potansiyele sahip değil. İkinci tura kalırsa seçim o zaman en büyük oy potansiyeli HDP'de. Nereye kayarsa, evrilirse orası kazanır. Bundan dolayı ne reddedebiliyor ne de yumuşak bir zeminin oluşmasına imkan veriyor. Bunu İstanbul seçimlerinde gördü" ifadelerini kullandı.
'ÖNEMLİ OLAN DEMİRTAŞ'IN FİKİRLERİ'
Erdoğan'ın Diyarbakır'da yaptığı açıklamalarla eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı "Şu anda Edirne Cezaevi'nde olan zatın Kürtlük ile alakası var mı? Yok. Bu adam Kürt değil. Ama Kürt kardeşlerimi sömürüyor" ifadeleriyle hedef almasına tepki gösteren Karamollaoğlu, "Kürt müdür değil midir, bilmiyorum. Ama önemli olan fikirleri. Kendisi Kürt olmayabilir, Türk olmayabilir. Başka anlayışlara sahip olabilir. Kendisi fikren bir noktaya gelebilir, oradan mağdur gördüğü insanların derdiyle dertlenmeyi kendine vazife olarak kabul edebilir. Bunun şeceresine gidip 'sen kimsin ki bununla ilgileniyorsun?' demenin bir faydası yok. Ayrıştırıcı" dedi.
Karamollaoğlu, "Sürekli olarak 'Benden yana mısın bana karşı mısın?' Ben camiye gittiğimde yanımdaki insanın kim olduğuna bakmam. Bunu araştırmaya girmeyi de gerekli görmem. Biz çok farklı temel değerlere sahip parti mensupları olarak nasıl bir araya geleceğiz. Elbette bunun yolu asgari müştereklerde birleşmek. Birbirimizi rencide etmeden, nasıl yaşayacağınız bir arada? Bunu bulabilmek. Zaten bir arada yaşıyoruz. Ama bir ağız tadıyla yaşamak var bir de birbirimize hakaret ederek yaşamak var" ifadelerini kullandı.
ADAYLIK TARTIŞMALARI
Küçükkaya'nın "Aklınızda adaylık için isim var mı?" sorusunu yanıtlayan Karamollaoğlu, "Vardır demek o kadar kolay değil. Biraz daha zamana ihtiyacımız var diye düşünüyorum. Zaman geçtikçe kanaatler de değişebilir. Toplumda da farklı anlayışlar çıkabilir. Bunu kamuoyu yoklamaları ortaya koyacak. Biz de kanaatlerimizi o yönde belirleyeceğiz.
Bizim başkanımız uzlaşmacı olacak. Özellikle bu dönemde kim başkan adayı belirlenirse onunla birlikte parti liderleri deklarasyon yayınlayacak. Bu başkandan ne beklediklerini ifade edecekler. Bundan dolayı bizim bu deklarasyonumuz bizimle her yönüyle, bütün partilerle uyumlu çalışacak bir başkan olacak. Geçiş döneminde yetkilerini paylaşacak. Ben şimdilik şöyle davranayım. 'Seçimden sonra bütün yetki benim, önümüzde beş yıllık zaman var, yavaş yavaş bu meseleyi çözeriz' derse bizim düşüncemizin çok ötesine geçmiş olur. Biz uzlaşma içinde çalışacak bir başkan belirleyeceğiz" dedi.
Karamollaoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
'FAKIBABA'NIN AYRILMASI BAŞKALARINI TETİKLER'
"Benim siyasette bu tip kokuları alma kabiliyetim fazla değil. Su-i zan olabilir. Bazı ihtimaller gözüküyor. Fakıbaba'nın istifası çok önemli. Bizatihi farklı yapıda bir insan. Belediye başkanıyken de farklı tavırlar sergiledi. Zannediyorum ki Fakıbaba'nın ayrılması başkalarını da tetikler. İnsanlar gidişattan memnun değiller. Şahsi menfaatini gözetenler var. Seçimde bir değişiklik kaçınılmaz gibi gözüküyor. Bu insanları endişe sürüklüyor.
Tayyip bey, kendisine göre bir aday olarak görüyor. Rahat mücadele edebileceğini düşünüyor ama sayın Kılıçdaroğlu da attığı adımlarla öyle zannediyorum ki Erdoğan'ı biraz açığa düşürdü. Bu da endişe ettiriyor belki Erdoğan'ı. Biz altılı masa olarak seçim kararı alınır alınmaz bir araya gelip adayımızı belirleyeceğiz.
'ERDOĞAN'IN ADIMLARINI GEREKSİZ TENKİT ETMEYE KALKANLAR ENDİŞE ETTİRİYOR'
Sayın Erdoğan, elinde bulundurduğu bütün imkanları seferber etti, sahaya sürdü ve bundan sonra da sürecek. Bütün maddi manevi nesi varsa veya bürokratik olarak elinde hangi imkan varsa tamamını sahaya sürüyor. Buradan netice çıkar mı şahsen kendisinin toplumun belirli bir kesiminde itibarı var. Onlar Erdoğan'ın bazı attığı adımlardan memnunlar. Örneğin; başörtü meselesini çözmüş olması, imam hatip okullarının açılması, Kuran kurslarına imkan verilmesi bütün bunlar önemli adımlar.
Erdoğan'ın karşısında olup da bu noktaları gereksiz olarak tenkit etmeye kalkanlar var. Erdoğan'ın attığı bu adımları 'gelirsek biz yerle bir ederiz' anlamında ama böyle bir yetkileri de yok. Ama bu endişe ettiriyor. Bunlar toplumda bir teredütün doğmasına vesile oluyor. O yüzden Erdoğan elindeki tüm imkanları seferber edecek. Borç alacak, para basacak, toplu sözleşmeye gelecek, zamlara gelecek, asgari ücret için kesinlikle herkesin tahmin bile etmeyeceği rakamları söyleyecek, enflasyonun üzerinde zamlar yapacak. Erdoğan, '6 aylık sürede ben bunlara tahammül ederim sonra da imkanları elime geçirince bundan sonra başka bir dönem beklemiyorum elimden geleni yaparım' diye düşünecek.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ TARTIŞMASI
Biz ailenin bütün toplumlar için en önemli unsur olduğu kanaatindeyiz. Toplumun temelini aile oluşturur. Aile, bir erkek bir kadın ve çocuklardan meydana gelir. Bunu değiştirecek bir mefhum, iki kadın, iki erkek bir araya gelerek bir aile oluşturmaz. Kusura bakmasınlar. Aile, çocuk mutlaka yapacak ve ülkemizin nüfusunu da dengeleyecek. Çünkü nüfus yaşlanmaya başladı.
Eğer makulse neden olmasın? Tayyip beye puan toplar, isterse toplasın eğer doğruysa, makulse bizim evet dememiz icap eder. Nasıl ki Kılıçdaroğlu'nun teklifine sayın Erdoğan'ın da 'evet' demesini beklediğimiz gibi. Doğruya doğru, eğriye eğri.