- Haberler
- Siyaset
- Kılıçdaroğlu'ndan Bahçeli'ye 'Diyarbakır' yanıtı: Ben Türkiye'nin her noktasına alnım açık, vatanım, bayrağım için giderim ama sen gidemezsin!
Kılıçdaroğlu'ndan Bahçeli'ye 'Diyarbakır' yanıtı: Ben Türkiye'nin her noktasına alnım açık, vatanım, bayrağım için giderim ama sen gidemezsin!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuşuyor.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Sevgili gençler şunu sakın unutmayın, size sadece tek vaadim var sizin hayalleriniz bu kardeşinizin hedefi olacaktır."
"Öyle bir sürecin içine girdik ki Tıp Bayramı'nda doktorlar Atatürk heykeline çelenk bırakacaklar. Yıllarını insan sağlığı için harcamış olan insanlar bayramlarını kutlayacaklar ona bile izin verilmedi. Arkasından başka şeyler söylendi. Bu konu gündeme geldiğinde doktorların talepleri gündeme geldiğinde çok sayıda genç hekim yurt dışına gittiğinde 'Giderlerse gitsinler! diye açıklama yaptı. Buradan söylüyorum demokratik yollarla seni gönderecek olan biziz. Onların tamamı ülkelerinde kalacak. Az kaldı merak etmeyin bütün haklarınızı alacaksınız. Size verilen sözlerin tutulmadığını biliyorum. Öyle bir noktaya geldi ki sizi yurt dışına gitmeye zorluyorlar, gitmeyin, burada kalacaksınız beraber biz göndereceğiz. Bu beyefendiyi halkın iradesiyle, davulla zurnayla göndereceğiz. Herkes bunun tanığı olacak. "
"Hep çiftçilerden bahsediyorsunuz diyorlar ama balıkçılar bizim de teknemiz var mazot almadan bir yere gidemiyoruz, balıkçıları sakın unutmayın diyorlar. Bir arkadaşımızı görevlendirdik Hopa'dan İskenderun'a kadar sizin sorunlarınızı raporlaştırdık. Sizlerin de oyuyla Allah izin verir iktidara gelirsek üreten insanların ne kadar değerli olduğunu göreceksiniz. Bizim iktidarımızda sadece malı götürenler üzülecek diğer herkes sevinecek."
"Efendim Türk Telekom soygunu oldu, geçen hafta bahsetmedim diye vay efendim neden bahsetmedin diye. Harir ailesine koskoca bir şirket açıkça peşkeş çekildi. Gitti bizim bankalardan kredi aldı, gitti satın aldı bütün kârını aldı. Dükkanlarını mağazalarını bakır kablolar dahil hepsini sattı, borcu ödemeye gelince alın sizin olsun dedi. Bankalarımız büyük zorluklarla karşı karşıya kaldı. Hep işin bu cephesine baktık ama özelleştirmede sözleşmede verilen bir söz vardı; internet altyapısının güçlendirilmedi. Bu konuda hiçbir şey yapılmadı. Biz internete erişimde hala sorun yaşıyoruz. Biz teknolojik devrimi kaçırıyoruz. Ama bunun da hesabını soracağız. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumak bizim görevimizdir. Alın terine değer vermek bizim görevimizdir. Beyt-ül Mahal'e el uzatanların elini oradan çekmek bizim görevimizdir."
"Şanlıurfa'da büyükşehir belediye başkanlığını bize verin, bütün çiftçilere elektriği ücretsiz vereceğiz dedim. Diyarbakır dedi ki bize niye vermiyorsun. Onunla ilgili bir hazırlık yaptık. O filmi şimdi hep birlikte izleyelim. (Hazırlanan videoda Erdoğan'ın sözleri üzerine de yer verilen videoda vaatlerini sıralandı. Videoda, Diyarbakır, Şanlıurfa, Batman, Mardin, Siirt ve Şırnak illerinde çiftçilere sulama suyu elektriğinin bedava verileceği; 10 bin üretim üstü kurulacağı vaat edildi.) Diyor ki elinden tutan mı var? Çok açık ve net Diyarbakır'da da Siverek'te de söyledim, eğer sözünün gereğini yerine getirirsen ben bunları yapacağım. Bir; yatırım teşvik belgesi kuracağımız şirketlere teşvik belgesi vereceksin. İki; güneş panellerinin konacağı arazileri bize tahsis edeceksin. Üç; enerji piyasası düzenleme kurulu tarafından lisans vereceksin. Ve TEİAŞ da bize hiçbir engel çıkarmayacak, trafolar orada olacak. Önce 6 ilde elektriği aşamalı olarak çiftçilere hiçbir bedel alınmadan ücretsiz vereceğiz. 5 bin megavat ne demek biliyor musunuz? Akkuyu'da kurdukları nükleer santralin üreteceği elektrik de 5 bin megavat. Bunu halka aşacağız. Konuyu Diyarbakır'da açtığımda Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı dedi ki biz de bu şirkete dahil olacağız. Biz çiftçiler için bunu düşünüyoruz onlar çiftçiler için 'Ya Türkiye'de üretime ne gerek var, Afrika'da yer kiralayalım, Türkiye getirelim bizim çiftçi ile rekabet edelim' diyorlar. Buradan bütün çiftçilere açık ve net söylüyorum. Senin hakkını, alın terini Afrika'ya götürüp orada peşkeş çekmelerine izin veriyorsan koşa koşa git oy ver Ak Parti'ye! Bizim üretmeye ihtiyacımız var diyorsan tek bir adresin var kardeşim adı, şanı, şerefi belli Cumhuriyet Halk Partisi kardeşim. Buna vereceksin oyunu. İşte milliyetçiler budur. Önce benim insanım kazanacak. Bahçeli de duysun bunu. Adam Afrika'ya gidiyor yer kiralıyor, ona ses çıkarmıyor Kılıçdaroğlu Diyarbakır'a gitmiş, çiftçiye ücretsiz elektrik verecek. vay sen oraya nasıl gidersin! Ben Türkiye'nin her noktasına alnım açık giderim, vatanım için, bayrağım için giderim ama sen gidemezsin. Hiç kimse unutmasın bizim dokularımızda Kuvayyi Milliye ruhu vardır."
"Çürüme ve çöküş. 20 yıllık sürecin sonunda finansal sistemimizin çöktüğün görüyoruz. Türk Lirası değer kaybetmeye devam ediyor. Var olan bir paramız vardı Merkez Bankası'nda 128 milyar dolar arka kapıdan kimlere satıldı kimse bilmiyor. Bugün MB kasasında bir cent bile yok. Yabancılardan topladıkları paralarla orada duruyorlar. Bakiyesi eksi 43 milyar dolar! O kadar büyük bir sıkıntının içine soktular ki Türkiye'yi kapı kapı Orta Doğu'daki Afrika'daki ülkeleri geziyorlar. Düne kadar kendi medyalarında ve kendi söylemlerinde en ağır hakaretler, yaptıkları kişilerin ayağına gittiler el etek öptüler. Şimdi sayın Bahçeli'ye sormak istiyorum TC devletine karşı bu kadar ağır laflar edenin ayağın a Erdoğan gittiği zaman neden iki cümle kuramadın? Bu ülkenin şerefi itibarı yok mu? Oturuyorsun günün 24 saati CHP. Evet CHP bu ülkenin teminatıdır, halkın patisidir. Finansal çöküş ticari çöküşü getiriyor. Herkes anlık yaşıyor, vadeli satışlar falan bunların tamamı bitmiş vaziyette. Doğalgaz elektrik başta olmak üzere arka arkaya gelen zamlar tedarik zincirinde büyük kopmalara neden oluyor. Kimse kimseye güvenemez noktaya geldi.
Üçüncüsü sosyal çöküş. Ya milyonlarca kişi açlık sınırının altında yaşıyor. Hiç biliyorlar mı acaba Türkiye'de boşanma davaları ne kadar arttı diye. En güçlü yerimiz aileydi ailenin temeline dinamit koydular bunlar. Herkes işsiz aynı evde oturuyorlar birbirlerinin yüzüne bakamıyorlar. İşsizlik bütün kötülüklerin nasıl. Beylerin umusunda değil. Daha vahim olan uyuşturucu. Hangi ile gitsem, sessiz sedasız gelip uyuşturucu batağından bu ülkeyi kurtarın diyor. Öyle bir hale getirdiler ki 20 yılda he gelir grubuna göre uyuşturucu pazarlanıyor bu ülkede. Önce fakir ailelerin çocuklarını elde ediyorlar. Sosyal çöküş yaşıyoruz. Bu böyle devam ederse Türkiye çok daha büyük felaketlerle karşı karşıya kalabilir. (Bahçeli'ye) Bir şey daha söyleyeyim, Allah ricası için hiçbir soru sormuyor musun? TC devletinin hapishanelerinde bir tane uyuşturucu baronu var mı? Bu ülkede İçişleri Bakanı ayda 10 bin dolar olan siyasetçi var dedi ya. Tık yok. Şimdi AK Parti'ye oy vermekte ısrar eden kardeşlerime ve MHP'ye oy vermekte ısrar eden ülkücü kardeşlerime seslenmek istiyorum. Bir ülkenin İçişleri Bakanı çıkar ayda 10 bin dolar alan siyasetçi var der 84 milyon bunu bilmez, neden? O rüşvetçiyi kim kanatlarının altına aldı? Hâlâ oy vermeye devam edersen hiç kusura bakma rüşvetçiler bir gün gelir s3enin de kapını çalarlar. Yine Bahçeli'ye soralım TC devletinin bayrağı, o bayrağı arabasında çalan kişi rüşvet alan kişi. Rüşvetçiden büyükelçi olur mu ya? Benim kanıma dokunuyor ağırıma gidiyor. Allah nasip eder göreceksiniz bu millet bizi iktidar yapacak ben o rüşvetçilerin burnundan fitil fitil getireceğim.
Dördüncü; bir kültürel çöküş yaşıyoruz. Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı'nın yaptığı açıklama, böyle giderse Hatay'da Suriyeliler çok daha faza olacak diyor. Onların kültürü oluşturdukları gettolar bizim kültürümüzü bozmaya başladı. Bizim kültürümüz ahi evran, Yunus Emre kültürü ya arkadaş sen bu kültürü korumak zorunda değil misin? Bütün demokratik değerlerimiz tahrip edildi. Gazeteler kapandı çok sayıda. Kültür dergileri yaşayamaz noktaya geldi. Üniversiteler üniversite olmaktan çıktı. Entelektüel zenginliğimiz tahrip edildi.
Beşindi; politik çöküş yaşıyoruz. Türkiye kendi bölgesinde de dünyada yaşanan politik çöküşün sonucu olarak büyük bir itibar kaybına uğradı. Eskiden Türkiye deyince devletler bir duru bakalım ne diyecekler diye dururlardı. Şimdi sırtlarını dönüyorlar. Devleti yöneten bir kişi bir egemen devletin söylemiyle 'Bak beni kızdırma senin yasa dışı bütün mal varlığını açıklarım' dediği zaman sesini çıkarmıyorsa politik çöküş katmerleşmiştir artık .O zaman artık kendisi bağımsız bir iradeye sahip değildir. Egemen güç kimin elindeyse onun emrinde olur.
Çanakkale savaşlarını hepimiz biliyoruz. her karış toprağında şehidimiz var. Halkın iradesiydi o. Çanakkale'den bir tek egemen güç bir tek gemisini bile geçiremedi. Sonra bir kişi elde edildi .Bir kişinin iradesiyle o geçilemeyen Çanakkale geçildi ve Dolmabahçe'nin önünde gemilerini demirlediler. Devlet bir kişiye teslim edilmez, işte sonuç bu. Tarihimizden ders alsalar bunu görecekler. Tarihini bilmeyen bir kişinin devletini yönetmesi mümkün değildir. Yozlaşma ve çürüme bürokrasiyi de esir aldı. Bürokratlara çağrı yaptım, 'Yolsuzluk dosyalarının altına imza atmayın.' Atmayanlar var. Alınlarından öperim.
Beş çöküş alanı saydık. Nasıl çıkacağız, bana çok soruluyor. Üç temel kuralımız var; yeni kadrolar yeni kurallar ve yeni kurumlar. Yeni kadrolar ne demek? Devlette liyakat olmazsa çürüme olur. Demek ki yeni kadrolardan kastettiğimiz devletin bütün kurumlarının başından başlayarak aşağı kadar liyakat sahibi kişileri atamaktır. Soruyorlar ya sizin kadrolarınız var mı diye. Ya bu ülkenin devlet kadroları içinde namuslu haram yemeyen rüşvet almayan yolsuzluk yapmaya devletin Hazine'sine sahip çıkan on binlerce namuslu bürokrat var ve onların tamamı bizim kadrolarımızdır. Biz gelince onları atayacağız. Yolsuzluk kim yaparsa burnundan getireceğiz. Bizim dönemimizde arkeolog Merkez Bankası'na atanmayacak. İşi ehline teslim edeceğiz. O zaman her şey tıkır tıkır işler. Herkes bilir ki ben yolsuzluk yaparsam ben çıkar ilişkileri içine girersem beni buradan alacaklar. Herkes haddini hesabını bilecek.
Devlette liyakat sistemini ancak erdemli politikacılar oluştururlar. Devlet yönetiminde şeffaflık olacak. Siyasette hesap verilebilirlik. Hesap vereceksin kardeşim. Kesin hesap komisyonu kuracağız. Biz kendimize o kadar güveniyoruz ki başkanı ana muhalefetten olacak ve biz hesap verme onurunu yaşayacağız. İstedikleri soruyu sorsunlar korkmayacağız. Sayıştay uluslararası standartlarına göre denetim yapacak. Kardeşim denetçiler bütün evrensel kurallara göre devletin gelirini giderini denetleyeceksiniz diyeceğiz. Kurallarımızdan birisi de savurganlığa son. Bu haramı bitireceğiz. 13 uçak, saraylar, kiralık binalar bunlar yok artık. Siyasi ahlak kanunu çıkaracağı.