• Haberler
  • Siirt Haber
  • Siirt'te 14 Ağustos Çarşamba 2024 Günlük Namaz Vakitleri | Siirt Namaz Vakitleri

Siirt'te 14 Ağustos Çarşamba 2024 Günlük Namaz Vakitleri | Siirt Namaz Vakitleri

Siirt Namaz vakitleri. Siirt 14 Ağustos 2024 Çarşamba günü namaz vakitleri. Siirt'teki namaz vakitleri hakkında aradığınız tüm bilgileri bu sayfada bulabilirsiniz. Siirt Cuma namazı saati, Siirt sabah ezanı saati ve Siirt akşam ezanı saati dahil olmak üzere günlük namaz vakitleri hakkında en güncel bilgilere ulaşmak için burayı ziyaret edin. İmsak, öğle, ikindi ve yatsı namazı saatlerini de öğrenebilirsiniz. Siirt namaz vakti sorularının cevaplarını bu sayfada bulabilirsiniz.

Siirt 14 Ağustos Çarşamba Namaz Vakitleri
Namaz Vakti Saat
İmsak 03:49
Güneş 05:20
Öğle 12:22
İkindi 16:08
Akşam 19:14
Yatsı 20:39

 

Nas Suresi Okunuşu ve Anlamı

Nas ne demek? Nas suresi ne zaman nazil oldu? Nas suresi kaç ayet? Nas suresi ne anlatıyor? Nas suresi ve anlamı nedir? Nas suresi meali, Türkçe ve Arapça. Nas suresinin okunuşu ve anlamı...

Siirt'te 14 Ağustos Çarşamba 2024 Günlük Namaz Vakitleri | Siirt Namaz Vakitleri

NAS SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞU*

(*Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için aramalarda çıkmak için sitemize eklenmiştir.)

Bismillâhirrahmânirrahîm.

  1. Kul e’ûżu birabbi-nnâs.
  2. Meliki-nnâs.
  3. İlâhi-nnâs.
  4. Min şerri-lvesvâsi-lḣannâs.
  5. Elleżî yuvesvisu fî sudûri-nnâs.
  6. Mine-lcinneti ve-nnâs.

NAS SURESİ ANLAMI

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.

  1. De ki: İnsanların Rabbine sığınırım.
  2. İnsanların malikine,
  3. İnsanların ilahına;
  4. İnsanlara kötü şeyler fısıldayan o sinsi vesvesecinin şerrinden.
  5. O ki insanların göğüslerine (kötü düşünce, şüphe) vesvese verir.
  6. Gerek cin, gerekse insanlardan (olan vesvesecilerin şerrinden Allah’a sığınırım.)

NAS SURESİ TEFSİRİ

Allah Teâlâ insanları yaratıp maddî ve mânevî nimetleriyle hem bedenen hem de ruhen beslediği, yetiştirdiği, eğittiği için kendi zâtını rab ismiyle anmıştır. Râgıb el-İsfahânî, “mâlik ve hâkim” diye çevirdiğimiz 2. âyetteki melik kelimesini özetle şöyle açıklar: Melik, emîr ve yasaklarla insan topluluğunu yöneten kişidir. Bu kelime özellikle akıllı varlıkları yöneten için kullanılır; meselâ “insanların meliki” denir, “eşyanın meliki” denmez (Müfredâtü’l-Kur’ân, “mlk” md.). Yönetilen bütün insanlar olunca kanunlarıyla, buyruk ve yasaklarıyla onların yöneticisi, mâlik ve hâkimi de Allah’tan başkası değildir. “Mâbud” diye çevirdiğimiz ilâhtan maksat da sadece kendisi ibadete lâyık olan Allah’tır (ilâh hakkında bilgi için bk. Bakara 2/163). Allah Teâlâ bütün mahlûkatın rabbi olduğu halde burada üç âyette de, “insanlar”ın tekrarlanarak vurgulanması, onların mahlûkatın en üstünü ve en şereflisi olduğuna işarettir. Ayrıca dünyada insanları yöneten hükümdarlar, krallar ve bunları tanrı sayıp tapan kavimler geçmişte görülmüştür, bugün de farklı boyut ve tezahürlerde görülebilmektedir. Bu sebeple sûrede insanların rablerinin de, hükümdarlarının da, ilâhlarının da sadece Allah olduğuna ve yalnızca O’na sığınmak, O’na tapmak, O’nun hükümranlığını tanımak gerektiğine dikkat çekilmiştir.

“Şeytan” diye çevirdiğimiz vesvâs kelimesi, vesveseden türemiş, aşırılık ifade eden bir sıfat olup “çokça vesvese veren” demektir. Vesvese “şüphe, tereddüt, kuruntu, gizli söz, kişinin içinden geçen düşünce” demektir; terim olarak, “zihinde irade dışı beliren ve kişiyi kötü ya da faydasız bir düşünce ve davranışa sürükleyen kaynağı belirsiz fikir, şüphe ve kuruntu” anlamına gelir. Bir kimseye böyle bir düşünceyi telkin etmeye de “vesvese vermek” denir. Vesvese genel olarak insanı kötü, din ve ahlâk dışı davranışlara yönelten bir iç itilme olarak hissedilir. Bu anlamdaki vesvesenin kaynağı şeytandır. Nitekim birçok âyette şeytanın insana vesvese verdiği ifade edilmiştir. (meselâ bk. A‘râf 7/20; Tâhâ 20/120)

Kötülük sembolü olan şeytan, gerçek bir varlığa sahip olmakla birlikte onun insan üzerindeki etkisini psikolojik yolla gerçekleştirdiği düşünülmektedir (geniş bilgi için bk. Hayati Hökelekli, “Vesvese”, İFAV Ans., IV, 458). Vesvesenin bir diğer kaynağı ise kişinin nefsidir; Kaf sûresinin 16. âyeti de bunu ifade etmektedir. Vesvâs kelimesi hem insanlara vesvese veren görünmez şeytanı hem de insanları yoldan çıkarmak ve onlara kötülük yaptırmak için gizlice tuzak kuran insan şeytanlarını, şeytan karakterli insanları ifade eder. “Sinsi” diye tercüme ettiğimiz hannâs kelimesi ise “gizli hareket eden ve geride kalmayı âdet haline getiren” anlamında bir sıfattır. Sûrede cin ve insan şerrinden Allah’a sığınmayı isteyen buyruk, bizce belirsiz bir kaynaktan veya içimizden gelen arzu, duygu ve düşünceler karşısında uyanık olmayı, bunları akıl, vicdan ve dinî değerler süzgecinden geçirmeyi de içermektedir. Son âyet-i kerîmeden de anlaşıldığı üzere insanları aldatmaya ve doğru yoldan saptırmaya çalışan iki tür şeytan vardır:

Birincisi cin şeytanlarıdır ki bunlar insanların içine vesvese düşürerek onları yanlış yola sürüklemek isterler. Her insanın, kendisini kötülüklere sürüklemeye, kötü işleri onun gözünde güzel göstermeye çalışan bir şeytanı vardır. Nitekim Hz. Peygamber, her insanın kendine ait bir cini (şeytanı) bulunduğunu bildirmiştir (Dârimî, “Rikak”, 25; Müsned, I, 385). Başka bir hadiste de “Şeytan âdemoğlunun kan damarlarında dolaşır” buyurulur (bk. Buhârî, “Ahkâm”, 21). İnsanları doğru yoldan saptıran diğer şeytan ise insan şeytanlarıdır. Bunlar, gerçeklik ve değer ölçülerini kaybetmiş, kendilerini nefsânî haz ve arzuların akıntısına kaptırmış, bu mânada şeytanın esiri olmuş insanlardır. Bunlar insana çoğu zaman sureti haktan görünerek yaklaşır ve insanı sonu hüsranla biten davranışlara yöneltirler.

Bakmadan Geçme