Siirt'te İş Bırakan Öğretmenlerden Basın Açıklaması 

Türkiye genelinde olduğu gibi Siirt'te Eğitim Gücü Sendikasına bağlı öğretmenler bir kez daha iş bırakma eyleminde bulundu.

Öğretmen maaşlarının  artması gerektiğini belirten öğretmenler 1 günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. 

İş bırakma eylemine ilişkin basın açıklaması yapan Eğitim Gücü Siirt İl Temsilcisi Servet Sercan, yaptığı açıklamada, şu ifadelere yer verdi:

"Ülkemizde en ağır şekliyle hissedilen ve ekonomik verilere, markete, kiraya, elektrik, doğal gaz, ulaşım 
ve tüm temel ihtiyaçlara en ağır şekilde yansıyan, tabiri caizse iliklerimize kadar hissettiğimiz ekonomik kriz 
sürecinde tüm çabalarımıza , görüşmelerimize, eylem ve çağrılarımıza rağmen açlık sınırında maaşa 
mahkum edilen eğitim çalışanlarının büyük umutla beklediği Ocak ayı enflasyon farklı maaş zammı 
beklentilerin çok altında kalmış; dağ fare doğurmuş, öğretmen ve eğitim çalışanları açlık sınırında yaşamaya 
mahkum edilmiştir.

Tüm dünyada yaşanan ekonomik krizi düşünerek iktidardan; çok fazla şey istememekle 
birlikte bağımsız kurum ve kuruluşlar tarafından yoksulluk sınırı olarak belirlenen 25 bin TL maaş talep ettik. 
Ancak, yoksulluk sınırını boş verin, açlık sınırında maaşa talim edin dercesine %25 olarak açıklanan memur 
maaş zam oranı %30'a çıkarılarak müjde olarak sunulmuş, yetkili sendika Genel Başkanı da her defasında 
olduğu gibi teşekkür nazireleri dizerek daha fazla bir zam talebi olmadığını yinelemiştir. Öğretmen ve eğitim 
çalışanlarının marketlerde etiket değişimlerini takip ettiği; her yeni gün ve saate yeni etiketlerle 
karşılaştığımız bu süreçte %30 olarak belirlenen ve lütuf olarak sunulan zammı kabul etmemiz mümkün 
değildir.

Çeşitli basın kuruluşlarınca; yeni göreve başlayan ve bir devlet memurunun ilerleyebileceği son 
derece olan 1/4 derecedeki öğretmen ve eğitim çalışanı maaşı gerçeği yansıtmamakla birlikte, gerçek bile 
olsa öğretmen ve eğitim çalışanlarının maaşı yoksulluk sınırının çok çok altında yer almaktadır.

Hazırlık ve kanunlaşma sürecinde müjde olarak sunulan, ancak öğretmenin özlük ve maddi haklarına yönelik neredeyse  hiçbir kazanım sağlamayan, öğretmeni korumayan Öğretmenlik Meslek Kanunu ve bu kanun sonucu 
gerçekleştirilen Kariyer Basamakları Sınavıyla 10 yıl ve üzeri çalışma süresi ve daha önceki kazanımlarına 
bağlı olarak uzman ve başöğretmen unvanını kazanan öğretmenler dâhi, basında yer alan maaşları 
alamazken meslektaşlarımızın geçim derdiyle uykularını kaçıran maaşlara layık görülmesi eylem 
kararlarımızın temel nedenidir.

Kaldı ki Özel ve kamuda toplam 1 milyon 200 bin öğretmen çalışmaktadır. 
Bu sayıdaki bir meslek grubunda 580 bin kişi uzman ve başöğretmen olmayı hak etmiş, 600 bin eğitim 
çalışanına ne haliniz varsa görün denmiştir. Aynı işi yapan aynı okulda iki öğretmen 6000 TL fark verilmesi 
adaletin terazisini okullarda bozmuş, öğretmenler arasında huzursuzluk yaratmıştır.

Öğretmen ve eğitim çalışanları, hesabı kitabı şaşırmış haldeyken sendika olarak sessiz kalmamız 
beklenemez. Eğitim Gücü Sen; öğretmen ve eğitim çalışanlarının maddi ve özlük hakları refah seviyesine 
ulaşana kadar susmayacak, her türlü yasal hak arama Ülkemizde en ağır şekliyle hissedilen ve ekonomik verilere, markete, kiraya, elektrik, doğal gaz, ulaşım  ve tüm temel ihtiyaçlara en ağır şekilde yansıyan, tabiri caizse iliklerimize kadar hissettiğimiz ekonomik kriz  sürecinde tüm çabalarımıza , görüşmelerimize, eylem ve çağrılarımıza rağmen açlık sınırında maaşa  mahkum edilen eğitim çalışanlarının büyük umutla beklediği Ocak ayı enflasyon farklı maaş zammı  beklentilerin çok altında kalmış; dağ fare doğurmuş, öğretmen ve eğitim çalışanları açlık sınırında yaşamaya 
mahkum edilmiştir.

Tüm dünyada yaşanan ekonomik krizi düşünerek iktidardan; çok fazla şey istememekle 
birlikte bağımsız kurum ve kuruluşlar tarafından yoksulluk sınırı olarak belirlenen 25 bin TL maaş talep ettik. 
Ancak, yoksulluk sınırını boş verin, açlık sınırında maaşa talim edin dercesine %25 olarak açıklanan memur 
maaş zam oranı %30'a çıkarılarak müjde olarak sunulmuş, yetkili sendika Genel Başkanı da her defasında 
olduğu gibi teşekkür nazireleri dizerek daha fazla bir zam talebi olmadığını yinelemiştir.

Öğretmen ve eğitim  çalışanlarının marketlerde etiket değişimlerini takip ettiği; her yeni gün ve saate yeni etiketlerle 
karşılaştığımız bu süreçte %30 olarak belirlenen ve lütuf olarak sunulan zammı kabul etmemiz mümkün 
değildir.

Çeşitli basın kuruluşlarınca; yeni göreve başlayan ve bir devlet memurunun ilerleyebileceği son 
derece olan 1/4 derecedeki öğretmen ve eğitim çalışanı maaşı gerçeği yansıtmamakla birlikte, gerçek bile 
olsa öğretmen ve eğitim çalışanlarının maaşı yoksulluk sınırının çok çok altında yer almaktadır. Hazırlık ve 
kanunlaşma sürecinde müjde olarak sunulan, ancak öğretmenin özlük ve maddi haklarına yönelik neredeyse 
hiçbir kazanım sağlamayan, öğretmeni korumayan Öğretmenlik Meslek Kanunu ve bu kanun sonucu 
gerçekleştirilen Kariyer Basamakları Sınavıyla 10 yıl ve üzeri çalışma süresi ve daha önceki kazanımlarına 
bağlı olarak uzman ve başöğretmen unvanını kazanan öğretmenler dâhi, basında yer alan maaşları 
alamazken meslektaşlarımızın geçim derdiyle uykularını kaçıran maaşlara layık görülmesi eylem 
kararlarımızın temel nedenidir.

Kaldı ki Özel ve kamuda toplam 1 milyon 200 bin öğretmen çalışmaktadır.  Bu sayıdaki bir meslek grubunda 580 bin kişi uzman ve başöğretmen olmayı hak etmiş, 600 bin eğitim  çalışanına ne haliniz varsa görün denmiştir. Aynı işi yapan aynı okulda iki öğretmen 6000 TL fark verilmesi  adaletin terazisini okullarda bozmuş, öğretmenler arasında huzursuzluk yaratmıştır.

Öğretmen ve eğitim çalışanları, hesabı kitabı şaşırmış haldeyken sendika olarak sessiz kalmamız  beklenemez. Eğitim Gücü Sen; öğretmen ve eğitim çalışanlarının maddi ve özlük hakları refah seviyesine  ulaşana kadar susmayacak, her türlü yasal hak arama yolunu sonuna kadar kullanacaktır.yolunu sonuna kadar kullanacaktır."

Bakmadan Geçme