- Haberler
- Siirt Haber
- Siirt'te STK'lardan Barış Pınarı Harekatına Destek
Siirt'te STK'lardan Barış Pınarı Harekatına Destek
Siirt’te, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde Sivil Toplum Kuruluşları, Suriye'nin kuzeyinde yürütülen Barış Pınarı Harekatına destek verdi.
Siirt Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı konferans salonunda gerçekleştirilen ortak basın açıklamasına; Siirt Ticaret ve Sanayi Odası, Siirt Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği, HAK-İŞ, MEMUR-SEN , TÜRK-İŞ, KAMU-SEN, Siirt Birlik Platformu temsilcileri ve STK başkanları katıldı.
Türkiye’de eş zamanlı olarak yapılan basın açıklamasını Sendika ve Sivil Toplum Kuruluşları adına Siirt Ticaret ve Sanayi Odası (STSO) Yönetim Kurulu Başkanı Güven Kuzu okudu.
Siirt Ticaret ve Sanayi Odası'nda düzenlenen basın
toplantısında konuşan STSO Yönetim Kurulu Başkanı Güven Kuzu, “Siirt Ticaret ve
Sanayi Odası, Siirt HAK-İŞ Sendikası, Siirt MEMUR-SEN, Siirt ESOB, Siirt
TÜRK-İŞ, Siirt KAMU-SEN ve Siirt Birlik Platformu olarak bugün buradayız. 81
İl’de aynı anda tüm Odalar ve Borsalarla birlikte bu açıklamayı yaparak, sizler
aracılığıyla hem ülkemiz, hem de dünya kamuoyuna sesleniyoruz. Türkiye, 9 Ekim
2019’da Suriye sınırı üzerinde “Barış Pınarı” adı verilen sınır ötesi harekât
başlatmıştır. Amaç, hem ülkemiz sınırlarının güvenliğini sağlamak, hem de
ülkemiz ve bölge ülkeleri için tehdit oluşturan terör koridorunu ortadan
kaldırmaktır. Bu bölgeyi PKK/PYD/YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerinden
temizleyerek, Suriye halkını teröristlerin baskı ve zulmünden kurtarmak,
bölgede huzur, güven ve barış ortamını yeniden tesis etmektir. Bizler
devletimizin aldığı bu kararın arkasındayız ve destekliyoruz. Zira Türkiye,
uluslararası kurallardan doğan hakkını kullanmıştır. Barış Pınarı Harekâtı,
evrensel hukuk ve Birleşmiş Milletler Güvelik Konseyi terörle mücadele kararları
ile BM Sözleşmesi’nde yer alan meşru müdafaa hakkı çerçevesinde başlatılmıştır.
Suriye’nin toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve siyasi birliğine saygı
gösterilmektedir. Dolayısıyla bu harekât, meşrudur ve uluslararası hukuka
uygundur. Ülkemiz özellikle Fırat’ın doğusunda sınırın ötesinde konuşlu terör
örgütü unsurlarınca, son iki yılda yüzün üzerinde taciz ve hasmane eyleme maruz
kalmıştır. Bu terör örgütleri, Suriye içinde ve Suriyelilere yönelik de
saldırılar düzenlemektedir. Suriye’deki yerel halkın da terör örgütlerinin
giderek artan insan hakkı ihlalleri, göçe zorlanma, taciz ve zulmüne karşı
şikâyetleri ve tepkileri sürekli artmaktadır. Herkes artık şunu çok iyi
görmelidir ki; masum insanları katleden ve ülkemizin güvenliğine de açık tehdit
oluşturan terör gruplarına sessiz kalmamız beklenemez. Fırat Kalkanı ve Zeytin
Dalı Harekâtıyla başlayıp devam eden tüm bu operasyonlarıyla Türkiye, terör
örgütlerine ve destekçilerine gereken cevabı en güçlü şekilde vermektedir. Aynı
zamanda da sivillerin ve masumların korunmasına azami dikkat gösterilmektedir.
Zaten bunu hem Fırat Kalkanı hem de Zeytin Dalı harekâtlarında da gösterdik.
Önceden terörün hâkim olduğu bölgede hayat normale döndü, barış ve huzur geldi.
Yurtlarını terk etmek zorunda kalmış Suriyelilerin geri dönüşüne de zemin
hazırlamış olduk. Türkiye’nin elinden gelen tüm imkânlarını bu bölgeler için
nasıl seferber ettiğini de tüm dünya kamuoyu gördü. Çünkü biz inanıyoruz ki,
gönül dünyasını ve insanları imar edemeyenler, yeryüzünü imar edemezler. Bizler
Türkiye olarak yıkmaktan, yakmaktan yana hiç olmadık, olmayacağız. Bizim
tarafımız huzurdur, barıştır, kardeşliktir. Türkiye’nin terörle mücadeleye
dönük çabaları, etnik ve dini temizlik de dâhil olmak üzere, insanlığa karşı
işlenen suç niteliğindeki PKK/PYD/YPG ve DEAŞ eylemleri nedeniyle yerlerinden
edilmiş Suriyelilerin geri dönüşlerinin önünü açacak, Suriye’nin toprak
bütünlüğü ve birliğinin korunmasına da katkıda bulunacaktır. Bu nedenle
Türkiye’nin başlattığı her harekât, Suriyeli göçmenler, mazlum ve mağdur
durumdaki yerel halk tarafından desteklenmektedir. Tüm bu gerçekler ışığında,
uluslararası camiayı, teröre karşı ortak duruş sergileme ve evrensel insan
haklarını bu bölgede hâkim kılma yönünde niyetlerini açık bir şekilde
göstererek, ülkemize destek vermeye davet ediyoruz. Son olarak, şunu da
herkesin bilmesini istiyoruz. Türkiye ve Türkiye ekonomisine yöneltilen
tehditlere Türk milleti, iş dünyası ve sivil toplumu, bir ve beraber olarak en
güzel cevabı verecektir. Bu tehditler karşısında bu vatanın her bir ferdi,
Türkiye’nin geleceği için daha çok çalışacak, daha çok üretecektir. Gün sessiz
kalma değil, milli birlik ruhuyla, bir ve beraber olarak ses verme günüdür. Öte
yandan bütün vatandaşlarımızı, özellikle sosyal medyadaki bilgi kirliliği ve
provokasyonlara karşı dikkatli olmaya çağırıyoruz. Bu bölgede yaşayanlar bizim
komşumuzdur, kardeşimizdir. Aynı medeniyetin, aynı kültürün, aynı inancın
mensupları olan bizler arasındaki kardeşlik ve komşuluk hukukunu kimse yok
edemez. Aramıza kimse fitne ve fesat sokamaz, bizi birbirimize düşman edemez.
Türkiye’nin iş dünyası olarak dualarımızla ve bütün gönlümüzle devletimizin ve
kahraman askerlerimizin yanındayız. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin bölgedeki
terör unsurlarını yok edeceğine ve terör örgütlerini hezimete uğratacağına olan
inancımız tamdır. Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz, mekânları
cennet olsun. Yaralılarımıza acil şifalar temenni ediyoruz. Cenab-ı Hak
Mehmetçiğimizi korusun, Ordumuzu muzaffer kılsın. Yar ve yardımcımız olsun."
Bakmadan Geçme





