Sinyal Kanunu yasalaştı! IMEI atma-klonlama bitiyor mu?
Geçtiğimiz ay TBMM'ye sunulan Sinyal Kanunu bugün yasalaştı. IMEI atma-klonlama işlemlerinin ömrü artık tükeniyor.
Geçtiğimiz ay TBMM’ye getirilen ve hemen akabinde kabul edilen teklifte bugüne kadar 7 yıl çevrim dışı kalmasına izin verilen cihazların süresinin 1 yıla düşürülmesine karar verildi. Gerekçe olarak da tahmin etmiş olduğumuz gibi IMEI atma- IMEI klonlama ve kaçak telefon kullanımı gösterildi. İşte detaylar…
Kaçak telefonlara IMEI klonlama dönemi bitiyor mu? Kurunun yanında yaş da yandı
Günümüzde akıllı telefonlar başta olmak üzere tüm teknolojik ürünlerin fiyatlarının kat be kat arttığını ve bunun da kaçak ürün kullanımını artırdığını biliyoruz. Fakat akıllı telefonlar ilk çıktığı günden bu yana Türkiye’de yasa dışı yollardan getirilen ürünlerin ticareti alenen yapılıyor.
Tabii bu cihazları kullanabilmek o kadar kolay değil. Zira pasaporta kayıt edilmeyen telefonlara IMEI atma- IMEI klonlama adı verilen yasa dışı işlemin uygulanması gerekiyor. Bunu da eski veya arızalı cihazların IMEI numaralarını yurt dışından vergisiz şekilde gelen telefonlara işleyerek yapıyorlar. Fakat hem yapan hem de kullanan için ağır cezası olduğunu belirtelim.
Yine de bu ağır cezalar kullanımın önüne geçmekte yeterli olmadı. Çünkü tespit etmenin tek yolu aynı IMEI numarasını kullanan birden fazla cihazın sinyal göndermesi durumunda hepsini kapatmak. Bunun ardından orijinal IMEI adresini barındıran, yani Türkiye’den satın alınan telefonun sahibi faturasıyla birlikte ilgili kurumlara ve servise başvurarak cihazını açtırabiliyor.
Kaçak cihazı kullanan vatandaş ise hurda veya kendi eski telefonlarından birinin IMEI’sini kullanarak 2. kez cihazını açtırmayı başarıyor. Hatta bu işlemi kapanma gerçekleştikçe yapmak mümkün. Dolayısıyla önlemler yeterli gelmiyordu.
Peki bugün yasalaşan Sinyal Kanunu bu durumun nasıl önüne geçmeyi hedefliyor? Şu anda piyasada atıl vaziyette duran yüz binlerce eski veya bozuk telefon mevcut. Düne kadar bu cihazların kullanılması, yani tekrar sinyal vermesi için 7 yıl bekleniyordu. Fakat artık 1 yıl beklenecek.
Dolayısıyla bu 1 yıl içerisinde ya bu cihazların IMEI’leri kaçak telefonlara işlenecek ya da her bir cihaza belirli aralıklar ile SIM kart takarak sinyal göndermesini sağlamak gerekecek. Fakat belirttiğimiz gibi bunların büyük bir kısmı bozuk veya çoktan çöp olmuş durumda.
Yani bu cihazlara SIM kart takıp sinyal göndermesini sağlamanın bir yolu yok. Bu nedenle kaçak telefonlara IMEI numaraları kopyalanmadığı takdirde 1 yıl içerisinde kapatılacak. Kopyalanması halinde ise iki cihaz aynı anda sinyal gönderdiğinde tespit edilip her ikisi de kapatılacağı için eski telefon bir daha kullanılamayacak.
Tabii bu durum bir anda piyasadaki kaçak cihaz sayısını 0’a düşürmeyecek. Zira sürekli olarak hurdaya çıkan ve de ikinci elde pasaport kayıt ücretinin 10’da 1’ine satılan eski ürünler mevcut. Fakat bu 1 yılın sonunda piyasadaki cihazların IMEI havuzunun yarıdan fazlası yok olacak.
Bu kararın ardından eski cihazlarını çekmecesinde yedek olarak birçok kişinin de olumsuz etkilenebileceğini belirtelim. 1 yıl içerisinde SIM kart takıp sinyal göndermelerini sağlamadıkları takdirde bu telefonlar da kapatılacak. Fakat belirttiğimiz gibi fatura ile ilgili kurumlara ve yetkili servislere başvurarak açtırmak mümkün.
Yasada yapılan değişiklik şu şekilde:
“5/11/2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 57 nci maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “kesintisiz yedi yıl” ibaresi “son sinyal alınmasından itibaren kesintisiz bir yıl” şeklinde, ikinci cümlesinde yer alan “yedi yıllık” ibaresi “bir yıllık” şeklinde, üçüncü cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Bu suretle elektronik kimlik bilgileri kayıtlı olmaktan çıkarılan cihazlar son kullanıcılarına ait bir hat ile kullanıldığında, bu cihazların elektronik kimlik bilgileri başka bir işleme gerek kalmaksızın tekrar kayıtlı hâle getirilir.”
“Elektronik kimlik bilgileri bu suretle tekrar kayıtlı hâle getirilemeyen cihazlar için Kurum düzenlemeleri çerçevesinde başvuru yapılması gerekir.”