Sosyolog Celile Asi Güneş'ten Tüketim Toplumu ve Çöküş


Celile ASI GÜNEŞ(Sosyolog/Yüksek Lisans)

ÖZET: Tarihsel süreçlerde değişen dünya düzeninden, her toplum etkilenerek, farklı reaksiyonlar göstermiştir. Değişim ve dönüşüm olgusu insanlar üzerinde farklılaşan eğilimler, beklentiler yaratmıştır. Yaşanılan bu değişim ve dönüşümden bizim toplumumuzda payını almıştır. Dijital çağ dediğimiz ve her bireyin, artık istediği her şeye ulaşabilme kolaylığı elde ettiği internet gerçeği ortadadır. Çok uzakta olan bir ülke ve kültüre ulaşma kolaylığı sağlayan kitle iletişim araçları bireyler üzerinde etkisini göstermektedir. Popüler kültür ile batı modernizmi etki alanını genişletmiş, tüketim toplumunu yaratarak küresel boyut kazanmıştır. Gelinen noktada insan denilen varlık artık kapitalist ekonomik sistemin  araçsallaştırdığı metadır.
Anahtar Kelimeler: Toplum, Kültür, Etkileşim, Tüketim, Tüketim Toplumu, Popüler Kültür

1.GİRİŞ
Bu makale, arz-talep, tüketim, tüketim toplumu, popüler kültür ve popüler kültürün birey ve toplum üzerinde yarattığı etki ve toplumsal çöküşe odaklanmaktadır. Bu kavramların literatürde nasıl tanımlandığına değinerek,
analiz ve değerlendirme amacıyla hazırlanmıştır.
Türkiye toplumuna baktığımızda tüketim savurganlığı giyim, yemek, müzik gibi her alanda kendini göstermiştir.
İnsanların daha önceden alış-veriş yapma durumu zaruri ihtiyaçtan doğarken, günümüz toplumunda özellikle genç kesimde, çevreye ayak uydurma, başkalarına özenme, onlar gibi olma, davranma, boş zamanı değerlendirme ve topluluklarda yer edinme amacıyla yapılmaya başlanmıştır.
Tüketim çılgınlığı; önü alınamayan, kapitalist sistemin meta hizmetidir. Bitmek tükenmek bilmeyen alışveriş isteği; bireyde geçici rahatlama, mutluluk ve haz yaratsa da zamanla alışveriş yapamama durumu kişilerde
yalnızlık duygusu yaratmakta, kişiler giderek kendi özüne yabancılaşan, başkaları için yaşayan, tüketimin piyonu haline gelmektedir.
2.ÜRETİM VE TÜKETİM
Üretim: hammaddenin, yarı mamul ve mamul maddeye dönüştürülmesi dir.
Tüketim ise üretilen bu mal ve hizmetlerin kullanılmasıdır.
Paleolitik ve Mezolitik dönem olan ilk çağlarda insan sayısının ve bilgisinin azlığı sebebiyle mal ve hizmetlere yönelik talep azdı. Bundan dolayı tüketim de azdı. Bu dönemde ihtiyaçlar avcılık ve toplayıcılık faaliyetleri ile sağlanıyordu.
Neolitik Çağda, yerleşik düzene geçişle beraber tarımsal üretim ortaya çıktı. Nüfusun artmasıyla beraber köyler daha sonra kasabalar kuruldu. Artan nüfus ile birlikte ihtiyaçlar arttı, bilgi birikimi (yazının bulunması, alet yapımı vb.) ve meslek çeşitleri de gelişim gösterdi. Örneğin; hizmetlere yönelik talep artınca, bu durum üretimi de arttırdı.
Kalkolitik Çağ dediğimiz Maden Çağına gelince nüfus daha da arttı ve şehir devletleri kuruldu. Meslek çeşitleri, mal ve hizmetlere yönelik talepler arttı ve yönetici sınıflar ortaya çıktı. Tarım aletleri ve silah talebi sonucunda
büyük savaşlar meydana geldi. Ülkeler arası ticaret gelişti ve ihtiyaçlar kervanlarla karşılanmaya başlandı. Kral yolu, İpek ve Baharat yolları ile toplum ihtiyaçları temin edilmeye çalışıldı. Yol, iklim koşulları, riskler ve haraç verme gibi etkenler, ihtiyaçların maliyetini artırdı.
Coğrafi keşiflerin olması ile başta Avrupa'da zengin sınıflar oluştu. Ardından Rönesans ve Reform süreçlerinin yaşanmasıyla birlikte bilimde, sanatta, mimaride ve inançta gelişmeler meydana geldi. 18.yüzyılın ikinci
yarısında başlayan Sanayi(Endüstri) devrimi ile artan rekabet ortamı ve sömürgecilik hızlandı. Sömürülen yerlerden hammadde ve ihtiyaç giderici ürünler ve mallar getirildi. Gelişen ve dönüşen toplumlarda yeni fizyolojik ve psikolojik ihtiyaçlar arttı. Tarım toplumundan sanayi ve hizmet toplumuna geçişle, tüketim hızlandı ve tüketim toplumuna doğru dönüşüm başladı.
Farklı kıta ve ülkelerde farklı ekonomik faaliyetlerin ve dünya görüşünün ortaya çıkmasıyla arz ve talep dengesi
ortaya çıktı. Artan talepleri karşılamak için üretim faaliyetleri hızlandırılarak, kıtalararası ve ülke dışı plantasyon üretimi, küresel ticaretin ortaya çıkmasına sebep olmuştur.
Savaşlar, salgın hastalıklar, nüfusun aşırı artması ve tüketimin hızlanması var olan arz- talep dengesini bozmuştur. Küresel çapta gerginlikler meydana gelmiş ve bloklar arasında 1.Dünya ve 2.Dünya Savaşları yaşanmıştır. Günümüzde de vekâletler savaşı ile resmen ilan edilmemiş olan 3.Dünya Savaşı yaşanmaktadır.
Salgın hastalıklar ve yaşanan savaşlar sebebiyle tüketim azalmakta bu da üretimi olumsuz etkilemektedir. Azalan üretim bazen durma noktasına gelmekte ya da yön değiştirmektedir. Örneğin; Deli dana hastalığının ortaya çıkması, kırmızı et tüketimini azaltmış, üretim iyice azalmış, yaşanılan bu durum insanları beyaz et tüketimine yöneltmiştir. Yine kuş gribinin ortaya çıkmasıyla milyonlarca tavuk ve civcivin itlaf edilmesine neden olmuş ve üretim durma noktasına gelmiştir.
Tarım ve hayvan ürünlerinde tüketimin fazla olması, üretimin hızlanmasına neden olmuştur. Üretimin hızlanması ise küresel ticaretin gelişmesini sağlamıştır.
Giyim, gıda ve teknoloji alanındaki gelişmeler, bilginin de hızla yayılmasını beraberinde getirmiştir. İnternet çağı denilen bilgisayar ile teknolojik ve dijital gelişim, modanın, reklam ve tanıtımını hızlandırmış bu da mal ve hizmetlere yönelik talebi artırarak tüketimi hızlandırmıştır. Bu süreç içerisinde tarımsal üretim yavaşlarken, sanayi ve hizmet alanında üretim ve tüketim artmıştır.
3.KÜLTÜR
Toplum bir araya gelmiş insan ilişkilerinin bütünüdür. Kültür ise insanların ait oldukları yaşam kuraları, din, dil, örf-adet, ahlak ve değerler sistemidir. Kültür toplumlarda başat aktördür. Bu yüzden ilkel topluluklardan
günümüz kapitalist toplumlara kadar bütün toplumların kendilerine has kültürü bulunmaktadır. Kültür aynı zamanda canlı bir organizmadır. Çünkü zamana ve şartlara bağlı olarak gelişim ve değişim göstermektedir.
3.1.POPÜLER KÜLTÜR
Popüler Kültür ve ya Pop Kültürü, 20. yüzyıldan sonra özellikle toplumsal modernleşme ile toplu kültür olarak yayılan, kavram olarak kültürel gelişmeleri ve günlük uygulamaları kapsamakta, aynı zamanda genel ve tarafsız olarak eski halk kültürü kavramı yerine geçmektedir. Popüler kültür daha çok bir alan jargonu iken, pop kültürü daha çok ortam jargonu olarak kabul görmektedir. Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre ise, popüler kültür kavramının tanımı ise; “belli bir dönem için geçerli olan, hızlı üretilen ve hızlı tüketilen kültürel ögelerin bütünü” olarak açıklanmıştır. Popüler kültür bir “çabuk kullanım ve hızlı tüketim” kültürüdür.(Gençlik Haber
Sitesi | On5yirmi5.Com)

“Tüketim; yok etmektir. Bir şeye sahip olma, benim olmalı arzusu ve prestij sağlama amacıdır.”(COŞKUN, Melek, Batman Üniversitesi Yaşam Bilimleri Dergisi)
“Yeni evli çiftler ve gençler, moda ve marka olan ürünleri denemeye daha meraklı iken, çocuklu aileler ise çocuklarının ihtiyaçlarına göre harcama yapmaktadır.”(COŞKUN, Melek, Batman Üniversitesi Yaşam Bilimleri Dergisi)
Popüler kültür, tüketim ilkesine dayanır. Kapitalist sistem de popüler kültür olgusu ile her alana yayılarak kendine saha oluşturmuştur.
Günümüz gençlerine yönelik küçük bir analiz yapıldığında hepsinin tek tip giyindiğini ve tek tip konuştuğunu rahat bir şekilde görürüz. Küçük çocuklarda dahi bu standartlaşma mevcuttur. Bütün çocuklar cinsiyetlerine göre
aynı çizgi film karakterlerini sever ve benzer kıyafetleri istemektedirler.
Alışveriş sitelerindeki, bir alana bir bedava veya ikinciye %20, %30 indirim oyunları ile Instagram gibi popüler olan sitelerde çekilişler yapılarak, insanlar tüketime davet edilmektedir. Çekilişi kazanma amacıyla verilen sayfaları takibe başlayan bireyler, sitenin artık gizli müşteri adaylarıdır.
4.SONUÇ
Temel ihtiyaçlar(yeme-içme-barınma-giyim), tanıtım, kitle araçları, moda, teknolojik gelişmeler toplumda tüketimi arttıran temel etkenlerdir. İhtiyaçların karşılanamaması, bireylerde psikolojik sorunlar, doyumsuzluk
yaratmıştır. İhtiyaçların çok üstünde tüketimin artması, sahip olma arzusu, insanları tüketim toplumuna dönüştürdü. İnsanların üretim kabiliyetinin yani gelirinin çok üstünde harcama yapmasına, şişen kredi kartlarını
ödemek isterken, çekilen tüketici kredileriyle daha da borca batmakta ve borçlar ödenememektedir.
Gelir-gider dengesizliği, iç ve dış borçlanmalara sebep olmakta, borçları ödeyemeyen insanlar ya cinnet geçirip, intihar etmekte ya da cinayet, hırsızlığa bulaşmaktadır.
Bireysel ve toplumsal olarak fiziki yönden değişim ve dönüşüm yaratan tüketim kültürü, ne yazık ki düşünsel açıdan kendini var edememiştir. İnsanlar ve toplumlar arasında nefret ve çatışmaların ortaya çıkmasına neden
olmuştur. Arkadaşlık, dostluk, sevgi, sevmek gibi değerler anlamını yitirmiştir. Bir gün birbirlerini allayıp pullayan insanlar diğer gün birbirlerinin yüzüne bakamayacak kadar birbirleri hakkında ileri geri konuşabilmektedir.
Televizyon, sosyal paylaşım siteleri, gazete ve radyolarda sürekli göze ve kulağa hitap eden reklam ve pazarlamalarla tüketim teşvik edilmektedir. Bireylere dayatılan „kazan ama nasıl kazanırsan kazan‟ mantığı toplumsal kirlenmeyi de beraberinde getirmektedir. Gençler, okuyarak, emek harcayarak değil de iyiye ve güzele, kolay yoldan ulaşmak istemektedir. Kültürel erozyon sebebiyle aile bağları zayıflamakta, ebeveyn-çocuk
çatışmaları yaşanmaktadır. Uyarıları ve nasihatleri dikkate almayan gençler, ihtiyaçları ya da istekleri karşılanmayınca, işin içinden çıkamayıp ya kendine ya da bir başkasına zarar vermektedir. Buda gergin, çatışmacı, öfkeli bir toplum yaratmaktadır. Silsile biçimde devam eden toplumsal çözülmeyle beraber kadın cinayetleri, sokak kavgaları, uyuşturucu, çeteleşme ve fuhuş karşımıza çıkmaktadır. Ne yazık ki gemiyi kurtaran kaptan misali sığ, rekabetçi ve benmerkezci birey dolayısıyla toplum yaratılmaktadır. Kısacası tüketim canavarı yavaş yavaş insanlığı ve maneviyatı yok etmektedir.                                   KAYNAKÇA
COŞKUN, Melek, Popüler Kültür ve Tüketim, Batman Üniversitesi Yaşam Bilimleri Dergisi, 01.01.2012
Gençlik Haber Sitesi | On5yirmi5.Com, Popüler Kültür Nedir, 20.04.2020 tarihinde erişildi.

Bakmadan Geçme