Türk-İş açıkladı: Mutfak enflasyonu 100'ü, açlık sınırı 6 bin TL'yi geçti
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), Mayıs ayı açlık ve yoksulluk sınırı raporunu yayımladı.
Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı olan açlık sınırı 6.017 TL’ye yükseldi. Bu rakam Mayıs 2021’de 2.830 TL idi.
Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı olan yoksulluk sınırı 19.602 TL’ye çıktı. Geçen yılın aynı ayında bu tutar 9.218 TL idi.
Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 7.836 TL’ye yükseldi.
Bir yılda rekor oranda fakirleşmenin yaşandığına dikkat çekilen raporda yine son bir yılda gıda enflasyonunun da %107 artış gösterdiği belirtildi.
Et, süt ve tahıl ürünlerindeki fiyat artışı devam etti
Yem-süt değer eşitliğindeki (parite) bozukluğun çiğ süt fiyatlarının yukarı çekilerek dengelenmesiyle düzeltildiği belirtildi. Fakat süt fiyatlarındaki artış geçen aylara göre yavaşlasa bu ay raflarda ortalama %10 zamlandı. Aynı şekilde peynir de %10 zamlanırken yoğurttaki artış %24 oldu. Çiğ süt üretimi resmi verilere göre 2021’de %1,3 azaldı. Nüfus artışının yanı sıra ülkemizdeki sığınmacı sayısı ve üretim maliyetlerindeki artışın da devam etmesinin yanı sıra süt üretiminin düşmesi; süt ve süt ürünlerinde zamların yaz aylarında da süreceğini göstermektedir.
Mayıs ayında da dana, kuzu, tavuk ve balıketinin hepsinde fiyat artışları oldu. Balık av sezonunun kapanması ile ürün çeşitliliği azaldı ve balık fiyatlarında ortalama %30 artış gerçekleşti. Tavuğun kg fiyatı 40 TL’yi geçti. Nohut fiyatları gerilerken kırmızı mercimek fiyatı sabit kaldı. Kuru fasulye ve yağlı tohumlar zamlandı.
Makarna, pirinç, bulgur ile un ve irmik fiyatlarının tamamı yükseldi. Bu grupta en yüksek zamlar makarnada %14, pirinçte %12, irmikte %11 oldu. Esnaftan bazıları satış yapabilmek için yarım ekmek ve yarım simit satmaya başladı. Dünyadaki büyük buğday ihracatçısı ülkelerin arz kısıntısına gitmelerinden ötürü ve Türkiye’nin tüketim ile işlenmiş buğday ürünleri ihracatını karşılayacak buğday üretimi olmadığından; yani hem iç hem dış nedenlere bağlı olarak buğday ve ona dayalı gıda ürünlerinde fiyat artışları yaz aylarında da kaçınılmaz görülmektedir.
Havaların ısınmaya başlamasıyla semt pazarlarında maydanoz, kıvırcık gibi salata yeşillikleri ve lahana, ıspanak gibi yeşil yapraklı sebzelerin fiyatları geriledi. Çok tüketilen patates ise hâlâ 10 TL’nin üzerinde satılmaya devam ediyor. Taneli sebzelerden barbunya 30 TL, fasulye 25 TL’den, bakla 20 TL’den tezgâhlarla buluşurken görece en uygun fiyatlısı 15 TL’den satılan bezelye oldu. Soğan kilogramı 8,5 TL’ye çıktı. Örtü altı ürünlerden kabak, patlıcan, biber fiyatları geriledi. Domates fiyatı değişmedi.
Raporda şu değerlendirmeye yer verildi:
“Yüksek enflasyon sürdürülebilir güçlü büyümenin önündeki en büyük engellerden olduğundan işsizliğin büyümesine yol açıyor. Giderek yükselen enflasyon sonucunda alım gücü günden güne daha da düşen vatandaşlardan bazılarının karıştığı polisiye vaka girişimlerinin artış gösterdiği süpermarket yöneticileri tarafından ifade ediliyor.
Üretim ve tedarik maliyetlerinin artmasıyla arz etkisi ve her gün düşen alım gücünü korumak için öne çekilmiş talep etkisi nedeniyle başta gıdada olmak üzere fiyat artışlarının önü alınamıyor. Bunların ek olarak düşük faiz oranları ve kredi genişlemesi sonucu fiyatlama dengesi bozulan piyasada temel gıda maddeleri ve bazı temel ihtiyaç maddelerinde yapılmış olan KDV indirimleri fiyat artışlarının çok gerisinde kaldı fakat bunun yanında vergi gelirlerinin düşmesine neden oldu.
Ne enflasyon yavaşlıyor ne de alım gücü yükseliyor. Kur Korumalı Mevduata (KKM) rağmen risk artışlılarından kaynaklı olarak döviz sepetinin tamamına karşı TL değer kaybetmeye devam ediyor. Yeni TL paraları kullanmaya başladığımız Ocak 2009’dan Nisan 2022’ye geçen dönemde Merkez Bankası verilerine göre tedavüldeki banknotların kupür dağılımının 5 TL’den sonra açık ara en çok 200 TL ve 100 TL banknotlarda olması TL’deki büyük değer kaybının kanıtlarından birisi olarak kabul ediliyor.”