BAY KEMAL Mİ, SEYYİD KEMAL Mİ!
Ahmet Arıtürk
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu elektrik ücretlerine yapılan fahiş zam sonrası açıkladığı gibi elektrik faturalarını ödemeyince 3 ay sonunda elektrikleri kesildi. Neden ilk ay değil de, 3 ay sonra diye zihinlere takılabilir. Ona da açıklık getirelim. Elektrik ve doğalgaz abonelerinden yaşları 65 ve üstünde olanların elektrikleri ilk ay kesilmiyor. 3 aylık bekleme süreleri var da ondan.
Evinin elektriği kesilen Kemal Kılıçdaroğlu’nun 3 aylık faturalarının toplamı 1030 TL. Hani (ASKIDA FATURA) uygulaması var ya, elektrik, doğalgaz, su faturalarını ödeyemeyen garibanların faturaları internetten askıya çıkarılmakta, hayırseverler tarafından ödemesi yapılmakta. Sayın Kılıçdaroğlu da faturalarını askıya çıkarsa, milyonlarca kişi ödeyecek ama, amaç sessiz bir tepki ortaya koymak. Faturalarını gerçekten ödeyemeyenlerin sesi olmak.
Bir sosyal devletin vatandaşlarına karşı üç önemli sorumluluğu vardır. Birincisi sağlığıyla ilgili her türlü giderlerini karşılamak. İkincisi eğitimini parasız olarak sürdürmesini yükümlenmek. Üçüncüsü yaşamı için zaruri giderlerini karşılamak. Zaruri giderler arasında yatıp kalkacağı bir yerinin (ev) olması, geçimini sağlaması için bir iş edinmesinin teminidir. Elektrik, yakıt, giyim-kuşam da zaruri ihtiyaçlar cümlesindendir. Sosyal Devlet, vatandaşlarına bunları temin etmekle mükelleftir. Vatandaşından vergi almasını bilen devlet, ihtiyacı olması durumunda, yukarıda saydığımız zaruri ihtiyaçlarını gidermek durumundadır. Bunu yapmadığı zaman SOSYAL DEVLET olmaz, ZALİM DEVLET OLUR.
Söz Kemal Kılıçdaroğlu’ndan açılmışken, bir gerçeği anımsatmakta yarar var. Hani birilerinin (BAY KEMAL) diyerek küçümsedikleri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun Peygamber Efendimiz HAZRET-İ MUHAMMED’İN (O’na, al ve ashabına salat ve selâm olsun) soyundan geldiğini belirtelim. Hem de seceresi (SOY AĞACI) müsecceldir. Ailesi Haydaran Aşiretine mensuptur. Kureyşan Ocağı’nın pirlerinden olan Dedesinin, Alaşehir'de türbesi bile var.
Peygamber Efendimizin soyu Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin’in evladlarıyla teselsül eder. Hazret-i Hasan’ın soyundan gelenlere (ŞERİF), Hazret-i Hüseyin’in soyundan gelenlere (SEYYİD) denilir. Kemal Kılıçdaroğlu, Hazret-i Hüseyin’in soyundan geldiğine göre (SEYYİD)tir. Bizim yöremizde, genelde Hazret-i Hüseyin’in soyundan gelen Peygamber evlatları vardır. Kendilerine hitap ettiğimiz zaman adlarının başına (SEYYİD) kelimesini ekleriz. Meselâ muhatabımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olsa kendisine (SEYİD KEMAL) veya (SEYYİD BABA) diye hitap ederdik.
Bu arada, hatırlatmakta yarar var. Şeriat hukukunun geçerli olduğu ülkelerde Peygamber Efendimizin soyundan gelenler her türlü vergilerden muaftırlar. Mahalli lisanımızda bunlara (BE CIRMAN=VERGİDEN MUAF) denilir.
Hazret-i Resulullah’ın soyundan gelenlere, elbette hürmette kusur etmemek gerekir. Onlara gösterilen hürmet, aslında Hazret-i Resulullah’a gösterilmiş hürmettir. Aman dikkat edelim, ŞERİFLERE, SEYYİDLERE HÜRMETTE KUSUR ETMEYELİM!
YÜCE RABBİMİZ (ZENGİNDEN ALIP, FAKİRE VERİN) DİYOR
DEVLET BABA, FAKİRDEN ALIP, ZENGİNE VERİYOR!
Zekât, fitre, sadaka gibi İslâmi kavramların amacı zenginlerden, fakirlere aktarma yapmaktır. YÜCE RABBİMİZ zekâtı farz kılmakla, zenginlerden alınıp, fakirlere verilmesini emretmiştir. Fitre ve sadaka da aynı şekilde değerlendirilmelidir. Bunun için Kur’an-ı Kerim’de zekât konusunda kesin hükümler vardır. Fitre ve sadaka ise kişilerin kendilerine kalmıştır. Ramazan fitresi çıkarmanın, gerçekte farz olmamakla birlikte, vacip olduğu belirtilmektedir. Yani, farza yakındır. Sadaka ise kişinin kendi isteğine bağlı olan bir yardımlaşmadır. Bu üç unsurun amacı ZENGİNDEN ALIP, FAKİRE VERMEKTİR.
Durum böyle iken, (Devletin fakirden alıp, zengin verdiğini nereden çıkarıyorsun) diyenlere cevap verelim. Bankalara yatırılan dövize endeksli hesaplara ödenen farklar, fakir vatandaşların vergilerinden sağlanmıyor mu! Hayatımızda geçip, geçmeyeceğimiz, hatta görüp, görmeyeceğimiz köprülerden müteahhitlerine geçmeyen araçlar için ödenen farklar, yine fakir vatandaşların vergilerinden sağlanmıyor mu! İşte, fakirlerden alıp, zenginlere ödemek denilen budur.
Evet, YÜCE ALLAH, ZENGİNLERDEN ALIP, FAKİRLERE ÖDEMEYİ EMREDERKEN, BU ÜLKEYİ YÖNETENLER TAM TERSİNİ YAPIYORLAR VE FAKİRLERDEN ALIP ZENGİNLERE VERİYORLAR…
TAŞLAMA
ALLAH, (ZENGİNDEN ALIP
FAKİRE VERİN) DİYOR
BİZİM YÖNETİCİLER
TAM TERSİNİ YAPIYOR
FAKİRİN VERGİSİNDEN
ZENGİNE PEŞKEŞ ÇEKER
BİZİM İŞİMİZ BUDUR
AGAH OLUNUZ BEYLER
ZEKÂT, FİTRE, SADAKA
ZENGİNLERDEN FAKİRE
KUR GARANTİSİ VERMEK
FAKİRLERDEN, ZENGİNE
BELKİ DE HİÇ GEÇMEYİZ
BELKİ DE HİÇ GÖRMEYİZ
DELİ DUMRUL MİSÂLİ
HARAÇ ÖDEMEKTEYİZ