Nafaka Artırımı Davası
Av. Bayram Sizer
Merhaba sevgili okurlar,
Artı Siirt gazetesinin, bana ayrılan bu haftaki köşe yazısında NAFAKA ARTIRIMI davalarını ele alacağım. Hukuki anlamda bilinçlenmek, özgürlük sınırlarımızı tanımak, hak ve alacaklarımızdan haberdar olmak adına sizlere yardımcı olmaya çalışacağım.
NAFAKA ARTIRIMI TALEPLERİ
Nafaka artırımı davaları uygulamada sıklıkla tecrübe ettiğimiz davalardan bir tanesidir. Günümüz değişen ekonomik koşulları; enflasyon ve hayat pahalılığı, daha önce tarafınıza hükmedilmiş nafaka miktarını yetersiz kılmaktadır. Bu nedenle nafaka artırımı davasıyla tarafınıza hükmedilen nafaka alacak miktarını artırma ihtiyacı duyarsınız.
Nafaka artırımı talebinin gerçekleşebilmesi için en tabi unsur boşanmış olmanız ve sizlere tanınan bir yoksulluk nafakasının olması veya velayetiniz altındaki çocuklara tanınmış iştirak nafakalarından herhangi birisinin olması şarttır. Konuya değinmeden önce yoksulluk ve iştirak nafakalarının ne olduğunu bilmemiz gerekir.
Yoksulluk nafakası: Boşanmış eşlerden birisinin, boşanma sebebiyle evlilik birliği içerisindeki maddi olanaklardan artık yararlanmayacağından ve yoksulluğa düşeceğinden bahisle tarafına hükmedilen nafakadır, diyebiliriz.
İştirak nafakası: Velayeti boşanmış eşlerden birinde kalan müşterek çocukların, masrafı ve diğer giderleri için diğer eş tarafından ödenen nafaka türüdür.
Mahkeme tarafından hükmedilen nafaka miktarı kesin hüküm teşkil etmemektedir. Yani nafaka miktarının değişen koşullara göre artırılabilmesi mümkündür. Nafaka miktarının artırılması, açılacak nafaka artırım davası ile talep edilir. Nafaka artırım davası açılabilmesi için ortada önceden hükmedilmiş bir nafaka olmalıdır. Ayrıca boşandığınız diğer eş ile mahkeme sonrası bile nafaka sözleşmesi yapabilir ve nafaka miktarını belirleyebilirsiniz.
NAFAKA ARTIRIMI DAVALARINDA USUL
Nafaka artırımı davası basit usule tabi bir davadır. Yani boşanma davasından farklı olarak hâkim dosya üzerinden karar verir. Bu da yargılamanın daha kısa sürmesine olanak verir. Burada en önemli nokta hâkim gerekli görmedikçe duruşma yapmayacak ve dilekçeniz üzerinden karar verecektir. Bu nedenle hazırlanan dilekçenin avukat yardımıyla yazılması elzem niteliktedir. Kaldı ki hâkim duruşma yapılmasına dahi karar verir ise en fazla 2 duruşma ve duruşmalar arası süre en az 1 ay olmak zorundadır.
İzahı yapılan hususlar bağlamında hâkim, tarafların sosyoekonomik durumunu ve maddi gelirlerinde bir artış olup, olmadığını tespit edeceğinden; dilekçenizde öne sürülen deliller ile bağlısınız. Nafaka artırımı davaları herhangi bir zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı değildir. Yani nafaka alacağınız devam ettiği sürece, bu davaları 10-20 yıl geçse dahi açma imkânınız bulunmaktadır. Ancak burada eksik ödenen ya da ödenmeyen nafaka alacakları için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Zira nafaka alacağı 10 yıllık zamanaşımına tabidir. 10 yıldan fazladır, eksik ödenen veya hiç ödenmeyen nafaka alacağınız için hukuki yollar kapanacaktır.
Burada önemli olan bir başka husus ise; nafaka artırımı davası için herhangi bir sınırlama olmamasıdır. Yani bu davaları ekonomik olarak her zor duruma düşmeniz halinde aralıklarla açabilirsiniz. Ancak Yargıtay; Yerel Mahkemelerdeki iş yükünü azaltmak amacıyla yerel mahkemelerce belirlenen nafaka alacaklarına her yıl ÜFE artış oranına göre arttırılması yönünde emsal kararlar da vermiştir. Yinede, tekrardan dava açmanız için engel bir durum yoktur. Kanımca bu davaların ekonomik durumunuza bağlı olarak belli aralıkla açılması daha yerinde olacaktır. Zira mahkemeler nazarında, talebinizde haklılık payı olsa bile belli aralıkla açılmayan davalar için bir nafaka artırımına da hükmedilmeyebilir.
Nafaka artırımı davalarında görevli mahkemeler, aile mahkemeleridir ve hazırlanacak dilekçeler aile mahkemelerine hitaben yazılmalıdır. Aile Mahkemelerinin olmadığı il veya ilçelerde ise görevli mahkemeler, genel yetkili olan Asliye Hukuk Mahkemeleridir.
Daha önce boşanan eşlerin, anlaşmalı olarak boşanmış olmaları halinde de nafaka artırım davası açılabilir. Zira daha önce taraflar; anlaşmalı boşanma protokolünde nafaka alacak miktarlarını, o günün ekonomik ve sosyal şartlarına göre belirlemişlerdir. Ancak günümüz değişen sosyal ve ekonomik koşullarının getirdiği zaruret ile nafaka miktarını artırılması talep edilebilir.
Son olarak nafaka miktarının, mahkemelerce hangi hususlar dikkate alınarak artırılacağına değinip yazımı tamamlayacağım.
Nafaka alacaklısının ekonomik durumunun yetersizliği ve alım gücünün zayıflaması, ödenen nafaka miktarının giderleri karşılayamaması ve nafaka borçlusunun gelirinde ve hayat standardında bir artışın olması gibi hususlarının varlığı halinde nafaka artırım davası açılabilir.
Nafaka artırım davaları; basit usule tabi davalardır. Bu nedenle herhangi bir hak kaybına uğramanınız için dava dilekçesinin ve öne sürülecek delillerin, mutlaka alanında uzman bir avukattan istifade edilerek hazırlanması gerekir. Haftaya görüşmek üzere sağlıcakla kalın.
Av. Bayram SİZER