İLERİ YAŞTA OLUŞABİLECEK STATÜ KAYIPLARI
Hüsna Anık
İnsan sürekli yaş alan ve yaşamını belirli evrelerden geçirerek sürdüren sosyal bir varlıktır. Yaş almak her canlının kaçınılmaz sonu, baş edilemediğinde insan yaşamında büyük değişimler oluşturan bir süreçtir. İnsan yaşamının bütün evreleri gibi yaşlılığın da avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır. Burada önemli olan bu sürece ve döneme en iyi şekilde adapte olarak, en az kayıpla yaşamımızı sürdürmek. Yaşlılık döneminde kayıplarımız sadece fiziksel değil, ekonomik ve dolayısıyla sosyal statü kayıpları da olabilmektedir. Bugünkü yazımda siz değerli okurlarımla yaşlılık dönemiyle beraber oluşabilecek statü kayıplarının üzerinde durarak bu durumu kendi lehimize nasıl çevirebiliriz, nasıl yol alabileceğimiz konusunda önerilerde bulunacağım.
Genetik geçmişimiz, çocukluk döneminden itibaren yaşam şeklimiz, çevre koşullarımız, ekonomik durumumuz ve daha birçok faktör yaşlılık dönemimizi şekillendirir ve nasıl bir yaşam şeklimiz olacağına dair ipuçları verir bizlere. Yani zamanında kendimize ve bedenimize yaptığımız yatırımlar ileri yaş dönemimizde bizlere büyük bir avantaj sağlıyor. Endüstriyelleşme ile beraber insan yaşamında artan ben merkezli yaşam sitili, geniş aileden çekirdek aileye dönüşüm ileri yaş grubunun da aile içindeki statüsünü etkilemiştir. Geçmiş yaşamdaki bilgi ve tecrübeye dayalı yaşam şekli şu an kendini yeni dünya içerisinde kapitalist bir düzene teslim etmiştir. Kapitalist düzende üretemeyen birey vasıfsız olarak değerlendirilmekte ve ekonomiye herhangi bir katkısının olamayacağı düşünülmektedir. Ömrünün en verimli dönemlerini çalışarak ülke ekonomisine katkı sağlayan ve devamlı üretim çarkında bulunan alım, satımlarla ekonominin sürekliliğini sağlayan bireylerin belirli bir yaştan sonra bu düzen içerisinde gereken değeri görememeleri tüm dünyada karşılaşılan büyük bir sorundur. Emeklilik dönemiyle beraber yaş alan bireylerde ekonomik sorunlar yaşanabilmektedir. Doğrudan olmasa da dolaylı olarak ekonomik gücünü yitiren yaş alanlarımız toplumdaki statülerini kaybedebilmekte ve bu durum kendilerinde sosyal izolasyona sebep olabilmektedir. Bu durumun en belirgin sonuçlarından biri olarak yaş alan bireylerin mal varlıklarını hayatlarının son aşamasına kadar kendi ellerinde bulundurarak bir nevi aile içerisindeki statü kayıplarını engellemeye çalıştıklarını gözlemleyebiliyoruz. Yani ekonomik bağımsızlık veya belirli bir gelir düzeyine sahip olmak ileri yaş gruplarında özgüven sağlayıp ve sosyal hayatta söz sahibi olmalarına imkan tanımaktadır. Sonuç olarak hayatın her döneminde olduğu gibi ileri yaş grubu için de ekonomik özgürlük büyük önem arz etmektedir. İlerleyen yaş ile beraber emeklilik dönemi ve düşük maaş, sağlık sorunları dolayısıyla tıbbi masraflar, kaliteli beslenebilmek adına kaliteli gıdaya ulaşım tüm bu faktörlerin hepsi yaşlılık döneminde yer alan bireyleri ekonomik olarak zorlayabilmektedir. Bu düzeni değiştirmenin en önemli adımı bireylerde sosyal refah düzeyine uygun ücretler sağlanarak, yaşamlarını kendi kendilerini idame ettirecek asgari düzeyde destekte bulunmaktır. Sosyal devlet anlayışı bunu gerektirir. Ekonomik bağımsızlık, bireylerde özgüven artışı sağlayarak toplum içerisinde aktif olarak yer edindikleri için ruhsal iyilik halini de beraberinde getirecektir.
Yaş alanlara en önemli önerimiz bulundukları yaşı benimsemeleri ve toplumdan geri çekilme gibi eğilimler sağlamamalarıdır. Toplumdan tamamen izole olan ekonomik özgürlüğünü kısmen de olsa kaybeden ve kendi köşesine çekilen yaş alanlarımız hem çevreleri tarafından gereken değeri görmeyip hem de bu durumun oluşturduğu bunalım içerisinde hayatlarının geri kalan kısmını yalnız olarak geçirebilmektedirler. Bu gibi durumlarda iş sadece yaşlılık döneminde olan bireylerimize düşmemektedir. Hem bir yaşlılık dönemi adayı olarak hem de toplumsal bir görev olarak tüm bireylerimiz gereken hassasiyeti göstermelidir.
Unutmayalım ki yaş aldıkça hayatımıza değer katıyoruz, edinilen tecrübelerle toplumda var olmaya devam etmeliyiz. Bulunduğunuz her yaşta her ortamda en değerli sizsiniz, kendinizi sevin…
GERONTOLOG HÜSNA ANIK