ÇOCUKLARDA KARAKTER OLUŞUMU VE GELİŞİMİ
Meryem Teymur
Uzun bir aradan sonra tekrardan merhaba Sevgili Okur…
Bugün sana şu an sergilemiş olduğun karakterinin temelinin nasıl oluştuğundan bahsedeceğim. Öncelikle hayata adım attığımız ilk yıllara bir yolculuk yaparak başlayalım.
Hayata şanslı gelen her birey ilk çığlığını anne ve babasının yanında atar. Bu çığlığın yanı sıra dünyaya kendine has kişilik özellikleriyle gelir. Karakter, kişilik yapısıdır ve genel hatlarıyla daha doğmadan belirlenmiştir. Sahip olduğumuz pek çok özellik gibi karakter de genler yoluyla belirlenir. Psikolog Serap Duygulu’ nun da dediği gibi bu özelliklerimiz üzerine başka özellikler de eklenir ve karakterin önemli bir kısmı 6-7 yaşlarında tamamlanmış olur. Geriye kalan özelliklerimiz ise aile ve çevremizdekilerden öğrendiklerimizle oluşur. Özellikle okul öncesi dönemde en etkili olan ailedir. Çocuk bu dönemde etrafındakileri taklit etmeye başlar. Dolayısıyla anne babanın rol model oluşu ve doğru olanı yapması çok önemlidir. Anne babanın anlık duygu değişimi ve olaylara tutarsız tepkileri çocuğun doğru olana yönelmesinde zorluk yaşatır.
Şimdi ailelerde gözlemlediğim bazı tipik özelliklerden bahsedeceğim:
• Aşırı Koruyucu Aile Tipi: Bu aile tipinde başkalarına bağımlı ve kendine güvensiz çocuklar yetişmektedir.
• Aşırı Hoşgörü ve Aşırı Özen Gösterme: Her tür doğru ya da yanlış davranışında kayıtsız şartsız hoşgörüyle cevap alan bir çocuk bencil olacak ve herkesin her ortamda dikkatini çekmeye,bütün ilgiyi üzerinde toplamaya çalışacaktır.
• Reddetme: Bazen bir çocuk ailesi tarafından bir takım sebeplerle reddedilir. Fiziksel ve psikolojik olarak ihtiyaçları ya karşılanmaz ve görmezden gelinir ya da düşmanca davranışlarla karşılaşır. Gelecekte kendisi de her şeye ve herkese karşı düşmanca davranacaktır.
• Baskı Altına Alma: Çocuğun her yaptığı, her söylediği sürekli eleştirilerek çocuk uyarılır ve dışlanır. Böyle bir ailenin çocuğu isyankar bir yapıda ve aşağılık kompleksine sahip olarak yetişecektir.
• Çocuğun Her Dediğini Kabul Etme: Çocuğun mutlak egemenliğinin olduğu böyle bir aile yapısında yetişen çocuklar zamanla çevrelerindeki diğer insanlar üzerinde de üstünlük kurmaya çalışırlar.
• Çocuklar Arasında Kıyas Ya da Ayrım Yapma: Bu tip bir davranış çocukta yetersizlik ve aşağılık duygularına yol açmaktadır.
• Hoşgörü ve Kabul Etme: Her şeyde olduğu gibi burada da abartıya kaçmayan bir hoşgörü ve çocuğu kabul etme, onu bütün özellikleriyle kabul etmek anlamına gelir. Yanlışlar elbette yine olabilir ama ailenin tutarlı ve anlayışlı tavırlar içinde olması doğru yönü belirlemede çok önemlidir. Kendine güvenen, yapıcı, olumlu, sosyal ilişkileri sorunsuz çocuklar bu tip ailelerde yetişirler.
Bu açılardan bakıldığında çocukların karakterlerinin oluşumunda temel belirleyicinin aile olduğu daha net olarak görülmektedir.
Şimdi karakter oluşumunda Okul’ un önemine bakalım:
Okul, aileden sonra en önemli eğitim yuvasıdır ve sosyal çevreye açılan ilk kapıdır. Dolayısıyla çocuğun kişiliğini biçimlendiren ilk sosyal kurumdur. Çocuk burada aldığı teorik eğitimin dışında iş birliğini, kuralları, kuralına göre oynamayı, paylaşmayı, üretmeyi ve bir birey olarak topluma ait olmayı öğrenir.
Okul dönemi çocuklar açısından aynı zamanda bir gruplaşma çağıdır. Çocuk birtakım gruplara katılarak toplumsal onay almaya çalışır. Burada kabul gören her davranış çocuğun kişilik özelliği ve davranışları olarak netleşecektir. Okul dönemleri çocuk için arkadaşlık, paylaşma ve kimlik arayışları gibi pek çok farklı alanda olgunlaşmasını da sağlayan bir eğitim kurumu olduğundan önemli bir etkiye sahiptir.
ÖNERİLER
- 6 yaş altı çocukların karakter oluşumunda en önemli unsur sevgi, ilgi, birlikte oyun oynama ve paylaşmaktır.
- Yapılan araştırmalara göre kaş çatmanın, kötü söz ve sert bakışın karakter gelişimini ve zekâyı olumsuz etkilediği tespit edilmiştir. Dolayısıyla tebessüm ederek göz teması kurmalıyız.
- Anne ya da baba olarak ne kadar düzgün konuşur, çocuğumuzu sevgiyle büyütür ve tensel temasta bulunursak ruhsal ve fiziksel gelişimi de olumlu yönde etkileriz. Aynı zamanda özgüveni gelişmiş ve başarılı çocuklar yetiştiririz.
- Karşılıksız kayıtsız, şartsız sevmek, ilgilenmek ve sevgimizi herhangi bir koşula bağlamamak çok önemli. Bir de unutmamak gerekir ki “armut dibine düşermiş????”
Ne güzel söylemiş büyüklerimiz. Onlar zaten konunun özünü çok önceden biliyorlarmış. Tüm büyüklerimize saygılarımı sunarak yazımı sonlandırıyorum.