Yılmaz Özdil'e Cevap
Özgür Aydın
Bak arkadaş; duydum ki işi gücü bırakmış Corona’ya karşı aşı üretememenin derdine düşmüşsün. Yere göre sığdıramadıkların şu an dualarda medet ummakta ve secdeye kapanmışlarken, kalkıp sen suçu Tillo Evliyaları’nda bulmuşsun. Corona Virüsüne karşı aşı bulunur mu bilmem ama senin ve senin beslendiğin kokuşmuş ideolojinin insanlara yaydığı ve genç beyinlerde büyük tahribatlara yol açtığı zehirli virüslere karşı Tillo Evliyalarımızın yüzyıllardır büyük aşılar ürettiklerini gayet iyi bilmekteyiz. Senin de bilmeni isteriz ki bizler de işte bu aşılar sayesinde yüzyıllardır dimdik ayaktayız.
Bak arkadaş; yazdıklarınla doğruyu bildiğini iddia ediyorsun, Müslümanları sürekli aşağılıyor, “Çağdaşlığa” ve “Modernizme” çağırıyorsun değil mi? Sözde insanları karanlıklardan aydınlığa çıkaracağını iddia ediyorsun. Tüm dünyaya “Mutluluk” ve “Barış” vaat ediyorsun öyle mi? Peki tarihini, içinde bulunduğun toplumu, farklı etnik yapıları, farklı mezhepleri ve farklı dinleri ne kadar tanıyorsun? Dünya toplumları ve dünya kültürleri hakkında bir fikrin var mı? İnsanlığa sunduğun kurtuluş reçetesinin somut belgelerini bizimle paylaşabilir misin?
Örneğin dünyanın iktisadi ve ekonomik sistemi hakkında nasıl önerilerde bulunuyorsun? Hukuk ve adalet tanımın nedir? Sosyal hayatın düzenlenmesi hakkında nasıl bir düşünceye sahipsin? Peki kendini ne kadar tanıyorsun? Bana “İnsan”ın tanımını yapabilecek misin? Sözde bizi “Çağdaşlığa” ve “Modernizme” çağırıyorsun ama zihnen geri kaldığının farkında bile değilsin. Tek bildiğin birkaç kuru slogan ve faşizan birkaç söylem.
Bak arkadaş; senin bu çok çok hümanist, çok çok demokratik ve çok çok özgürlükçü söylemlerinin benim gözümde inan ki bir zerre kadar değeri yok (5/44). Öyle modernist kavramlarla, afili kelimelerle, süslü cümlelerle başkalarının gözünü boyayabilirsin ama bizi kandıramayacağını ve boyamızın ise zaten belli olduğunu bilmeni isterim (2/138).
Tüm bu yazdıklarının koca bir yalan olduğunu, başkasını değil de sadece kendini düşündüğünü, tek derdinin çürümüş ideolojinden yayılan koku olduğunu ve tüm bu uğraşlarının boşa gideceğini her ikimiz de gayet iyi biliyoruz (8/36). Sen ve senin akıl babaların kökünü İbrahim’den (as), öğretilerini Muhammed’den (asm), ruhunu İbn-i Arabi’lerden, fıkhını Ebu Hanife’lerden, sosyolojisini İbn-i Haldun’lardan, felsefesini Farabi’lerden, aykırılığını Ömer Hayyam’lardan, sanatını Fuzuli’lerden, tarihini Fatih’lerden, aydınlığını Gazali’lerden alan bir medeniyeti yıkmaya çalıştınız. Elbette ki bu kolay olmayacaktı ve olmadı da. Başaramadınız ve başaramayacaksınız da (61/8).
Doğrusu ne istediğini ve kime hizmet ettiğini de bilmiyorsun. “Neredeyim? Ne için varım? Nereye gideceğim?” sorularına cevap veremediğin gibi cevabı olanlara da kalkıp laf yetiştirmektesin (36/78). Aklın sığ, ufkun sıfır, muhakeme yeteneğin yerlerde, çözüm üretme lobların ise tükenmiş vaziyette (10/100). Maalesef gerçekleri anlamak, işitmek ve görmek istemiyorsun (7/179).
Bak arkadaş; sen belli ki Müslüman kimdir anlayamamışsın. Sen kendine Müslüman dediğin için herkesi kendin gibi zannediyor olabilirsin ama gel bir de benden dinle bu mevzuyu. Biz aklımızı kimseye kiraya vermeyenleriz. Biz düşüncenin de namusuna inananlarız. Biz dertlenebildiğimiz ölçüde insanız. Biz önce adam olup, sonra Müslüman olanlarız. Biz Allah dışında kimsenin önünde eğilmeyenleriz. Haksızlığa, adaletsizliğe ve hukuksuzluğa tahammülümüz yoktur. Ölürüz ama Hak’tan ayrılmayız. Haksızlık yapan Halife de olsa yakasına yapışırız. Haksızlığa uğrayan Yahudi de olsa hakkına sahip çıkarız.
Kimseden korkumuz yoktur. “Biz istiyoruz ki yeryüzünde ezilenleri önderler kılalım” ayetinin hükmü gereği mücadele edenleriz. Bizim için bir din yetimi korumuyor, haksızlığa karşı çıkmıyor, ezilenlerin sesi soluğu olmuyorsa yalandır, afyondur ve bunlar olmadan kılınan namazın da, tutulan orucun da bir hükmü yoktur. Biz tüm Müslümanları, tüm ezilenleri ve tüm sömürülenleri kardeş bilenleriz. Biz emperyalist işgallere ve kapitalist düzene boyun eğmeyenleriz. Evet biz Venezuela, Filistin, Küba, Doğu Türkistan ve Kürt halklarıyla kan kardeşleriyiz. Biz Ortadoğu’daki ve Dünyadaki kukla rejimleri reddedenleriz. Bizim için Kudüs nasıl işgal altındaysa, Mekke ve Medine de işgal altında.
Bir yanımız Somali için atar, bir yanımız Arakan için. Çeçenistan işgal altındayken yerinde duramayanlarız. Bosna ile yasa boğulanlarız. Mısır’da kardeşlerimiz tutsakken, özgürlükleri için mücadele edenleriz. Bak arkadaş; biz Müslümanlar işte böyle deli adamlarız. Bu yüzdendir korkusuz oluşumuz, bu yüzdendir ateşe korkmadan gidişimiz. İşte bu yüzden dimdiktir başımız, apaçıktır göğsümüz.
Bence artık sen de kendine daha fazla eziyet etmeden ruhunu esir alan akıl babana itaat etmeyi bırak (58/19), Tillo Evliyalarından özür ve Allah’tan da af dile. Biraz yalnızlaş, biraz düşün, kalbindeki ve beynindeki kilitleri kır (47/24) .Belki ancak o zaman tüm bu sahteliklerden kurtulabilirsin (29/64). Yoksa yarın senin için çok geç olabilir, hem de dönüşü olmayacak kadar geç (78/40).
(Son yıllarda İslam’a olan saldırılarının dozunu arttıran ve Müslümanları sürekli aşağılamaya çalışan Yılmaz Özdil denen şahıs son olarak Tillo Evliyalarımızı ağzına dolayarak haddini gereğinden fazla aşmıştır. Bir doktor olarak Corona Virüsü ile mücadele ederken genç beyinleri zehirlemeye çalışan bu şahsın yaydığı kirli virüslerle de mücadele inancım gereği şart olmuş ve anlayacağı dilden kendisine cevap verme zaruriyeti doğmuştur. İnancımızı, geleneklerimizi, Allah dostu evliyalarımızı ve biz Müslümanları aşağılamak kimsenin haddi değildir. Bu kirli zihniyet ile dilendiği ortamda tartışmaya ve çürümüş ideolojilerini kendilerine apaçık göstermeye her zaman hazırız.)
Dr. Özgür AYDIN / SİİRT