Öğrencilerin Gelecek Kaygısı

PAYLAŞ
TAKİP ET Google News ile Takip Et
Artı Siirt Haber - Yahya Kara

Öğrencilerin gelecek kaygısının oluşmasında sebepleri ve bunun çözümlerini okulların rehber öğretmenlerine sorduk.

Artı Siirt Haber Ajansına özel açıklamada bulunan Siirt Bahçeşehir Koleji Rehberlik Danışmanları Betül Küçükaslan, Büşra Pol ve Şehit Polis Hayrettin Şişman Ortaokulu Rehberlik Danışmanı Seher Gül ailelere çeşitli tavsiyelerde bulundu.

Öğrencilerde yüksek düzeyde gelecek kaygısının oluşmasının başlıca sebepleri arasında aşırı baskı olarak değerlendiren öğretmenler, öğrencilere fazla baskı yapılmasının tehlikeli olduğunu savundu.

Çocukların toplumsal olaylara karşı neler yapmalılar?

Bahçeşehir Koleji Rehberlik Danışmanı Betül Küçükaslan ailelerin yaşanan bir olayı çocuklarına yalın bir dille anlatması gerektiğini ama asla gelecekle ilgili iyi ya da kötü tahminlerle bulunulmaması gerektiğini belirterek, “Bir daha böyle olmayacak, ya da her şey daha iyi olacak gibi ifadeler oldukça yersiz. Ebeveynler kontrol edilebilir veya edilemez durumlarda kriz yönetimini çok iyi yapmalılar. Çocuklar veya ebeveynler her zaman mutlu olmak zorunda değiller. Ancak mutsuz oldukları durumda kriz yönetimine yapabilecek sağlam bir birikime sahip olmalıdırlar.” diye konuştu.

Aile mesleği çocuk üzerinde etkisi var mıdır?

Aile mesleği çocuk üzerinde kesinlikle etkisi olduğunu ifade eden Büşra Pol ise şöyle konuştu:

“Aile üzerinde kaygı dediğimiz kavram ortaya çıktığı zaman kaygıyı çocuklara, çocukların etkilenmesinde etmenler ortaya çıktığında, çevre, anne-baba tutumu, anne-baba mesleği, anne-baba eğitim durumu bununla beraber çocukların bulunduğu ortam, yaş, cinsiyet bunların hepsi devreye girmektedir.”

- Kaygı bulaşıcıdır

Kaygının bulaşıcı olduğunu ifade eden Pol şöyle devam etti:

“Kaygılı ebeveynin çocuğu da kaygılı olma ihtimali yüksektir. Çocuğun kaygı halini yaşayan çocuğun durumu küçümsenmemeli. Çocuğun içinde bulunduğu durum açıklanarak kaygı düzeyi düşürülmelidir. Kaygıyı en çok etkileyen etmenlerden biri de yalnızlıktır. Gelecek kaygının nedeni belirsizlik ve yalnızlıktır. İnsan yalnız kaldığı zaman sorunlar daha çok büyüyor. Anne ve babanın çocuklara sınır çizmesi gerekir ve bunu sebepleriyle açıklamalar. Çocuk yılmazlığı öğrenmeli. Hemen öldüm bittim dememeli. Çocukların özbakımı kendisi yapmalı. Aile bu sorumluluğu çocuğa vermeli. Aile aman oğlum, canım çocuğum dememeli. Çocuk bu sebepten dolayı kendine güvenemiyor. Yılmayan çocuk ilerleyen zamanlarda sorumluluk sahibi olur ve özgüveni olan biri oluyor.”

Öğretmenler ne yapmalı?

- Öğretmenlerin ailelerle işbirliği içinde olması gerektiğini ifade eden sözlerine şöyle devam etti:

“Çocukların yaşadığı durumu, velilerin rehber öğretmenlerine bir an önce aktarması gerekiyor. Biz sorunun kaynağını öğrenmeliyiz ve birlikte ekip halinde çözmemiz gerekiyor. Gelecek kaygısının en büyük sebeplerinden birisi belirsizliktir. İşsizlik de büyük bir sebep. İnsanların sevdiği mesleğini seçmesinde biz öğretmen ve ailelere de büyük iş düşüyor. Biz öğrencilerin farklı dallardaki ilgisini aileleriyle paylaşmalıyız. Liseye geçiş yılında öğrencilerin puanına göre öncelik veriyoruz. Önemli olan çocuğun hangi derslere ilgisi olduğudur. Çocuğun 2 sene ya da 4 sene okuyacak ama mutlu olduğu alanlar seçmesi. Öğretmen olmak istemiyorsa ailenin çocuğa sen öğretmen olacaksın dayatması çok da doğru olmayacak. Çocuklar neye yatkınsa ona gitmeli. Bu süreç çok önemli. Çocuklarımız dünyanın neresinde olsalar olsunlar hiçbir tehlikeye maruz kalmadan özgürce yaşayabilmeliler.”

Şehit Polis Hayrettin Şişman Ortaokulu’nda Rehberlik öğretmeni Seher Gül öğrencilerin aileleri tarafından kendilerine baskı yaptıkları için öğrencilerde gelecek kaygısı yaşadığını belirtti.

Ailelerin öğretmenle işbirliği içinde olması gerektiğini belirten Gül, öğrencinin kendisi çalışabiliyorsa baskı yapmaması gerekiyor. Benim önerim, öğrenci 2 saat çalışsın, 5 saat baskılı çalışmasından daha iyidir.

Öğrencileri çok serbest bırakan ailelerin çocuklarında gelecek kaygısının olmadığını ifade eden Gül, ailelerin çocuklarından haberdar olması gerektiğini fakat bunu abartmadan yapmak gerektiğini savundu.

Öğrencilerin her zaman bir hedefinin olması gerektiğini kaydeden öğretmenler, “Öğrenciler meslek gruplarını iyi tanımalı. Bu hedefini gerçekleştirmek için de çaba göstermesi gerekir. Öğrencilerin kitap okuması gerekir. Sadece Türkçe dersinde değil her ders için kitap okumanın faydası vardır.” şeklinde konuştu.

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN